
Fonksiyonel Bağırsak Hastalıkları
Endoskopik Ultrasonografi (EUS)
EUS Nedir?
Endoskopi sindirim sistemini incelemeye yarayan esnek bir alettir. Ultrasonografi ise yüksek frekanslı ses dalgaları ile karaciğer, safra kesesi, pankreas gibi organlardan görüntüler elde edilmesini sağlayan bir cihazdır. Endoskopik ultrasonografi (EUS) ise endoskopi ile ultrasonografiyi birleştiren, sindirim sisteminin alt tabakalarını ve çevre dokularıda (karaciğer, safra yolları, pankreas, lenf nodları ) incelemeye imkan tanıyan cihazdır.
Endoskopik ultrasonografinin; yemek borusu kanseri, mide kanseri, rektum kanseri, safra yolu kanseri, pankreas kanseri tanısı, biyopsi alınması, kanserin erken evrede saptanması, ameliyat sonrası takipte nüks bulgularının araştırılması, ameliyat öncesinde ışın tedavisi yani radyoterapi verildiyse tümör çapındaki gerilemenin araştırılması, rektum etrafındaki komşu organlarda (prostat, mesane, vajina) lenf bezlerinde ve damarlarda kanser tutulumunun incelenmesi ve tümörün derecesinin (T1, T2, T3, T4) belirlenmesinde kullanılabilmektedir.
Endosonografi (EUS) Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Yemek borusu kanseri, mide kanseri, rektum kanseri, safra yolu kanseri, pankreas kanseri tanısı, biyopsi alınması, kanserin erken evrede saptanması, ameliyat sonrası takipte nüks bulgularının araştırılması, rektum etrafındaki komşu organlarda (prostat, mesane, vajina) lenf bezlerinde ve damarlarda kanser tutulumunun incelenmesi ve tümörün derecesinin (T1, T2, T3, T4) belirlenmesi
Sindirim sistemi kaynaklı yumuşak doku tümörleri, submukozal lezyonlar: Yemek borusu, mide, rektum gibi organların duvarlarından kaynaklanan tümörlerin saptanması gastrointestinal stromal tümör (GİST), leiomyoma vb. tümörlerin tespiti
Karın içi lenf bezlerinden biyopsi alınması
Anal fistül: Tanısı ve sınıflandırılması, fistülün makat kasları (anal sfinkter) ile ilişkisinin anlaşılması
Gaz ve dışkı kaçırma: Anal kanal kaslarının kalınlığını ve durumunu değerlendirilmesi
Pankreatit: Akut pankreatit olgularında, pankreas etrafındaki ‘’psödokist’’ adı verilen yalancı kist sıvısının ve nekrozlu dokuların (nekrotizan pankreatit durumunda) tespiti ve boşaltılması, kronik pankreatit durumunda pankreas organı ve kanalının değerlendirilmesi
Pankreas kanserlerinde EUS ile ağrı tedavisi
Karaciğerdeki kitlelerden biyopsi alınması
Kanser nedeniyle tıkanan safra yollarının EUS eşliğinde mideye ya da ince bağırsağa boşaltılması veya stent takılması
Endoskopik Ultrasonografi Avantajları Nelerdir?
Endoskopik ultrasonografi (EUS), yemek borusu kanseri, mide kanseri, rektum kanseri, pankreas kanseri ve makat kanseri gibi durumlarda hem kanserin derine doğru yayılımı ve hem de etraftaki lenf bezi, damar ve organlardaki tutulumu hakkında fikir vermekte ve bu bölgelerden biyopsi alma olanağı tanımaktadır.
Endoskopik ultrasonografi (EUS) veya endosonografi, lenf düğümlerinden biyopsi örneği almak ve damarların içindeki kan akımını göstermek konusunda yardımcı olur.
Endoskopik ultrasonografi (EUS) veya endosonografi endoskopi ile yapıldığından organların iç kısmına girilir ve böylelikle görüntüler yakından ve detaylı bir şekilde alınabilir.
EUS ile sindirim siteminden ve sindirim sistemine komşu organlardan kaynaklanan tümörlerden doku örneği alınabilir, kist vb. oluşumlar boşaltılabilir.
EUS sindirim sistemindeki duvar katmanlarını ayrıntılı olarak gösterdiğinden sindirim sisteminde veya sindirim sistemine komşu organlarda oluşan tümörlerinin evrelenmesinde (tümörün büyüklüğü ve derinliği, lenf bezi ve komşu organ metastazı vb.) ve sindirim sisteminde epitel altında yerleşim gösteren lezyonların incelenmesinde kullanılır.
EUS Nasıl Yapılır?
EUS işlemi klasik endoskopiden farklı değildir. EUS hem üst (yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı) hem de alt sindirim sisteminde (kalın bağırsak) uygulanabilir. Ortalama 30 dakika süren işlem sırasında hastaya sedasyon adı verilen uyku verici ilaçlar verilir. İşlem kolay bir şekilde hissetmeden gerçekleştirilir. EUS işlemi için hastaneye ayaktan gelen hastalar genellikle işlem sonrasında bir iki saat dinlendikten sonra evlerine gönderilirler ve ertesi gün normal günlük yaşamlarına dönebilirler.
İşlem öncesi nelere dikkat edilmelidir?
Hasta işlem öncesinde kalp, yüksek tansiyon ve diyabet ilaçları gibi düzenli olarak kullandığı ilaçları ve mevcut hastalıkları hakkında doktorunu bilgilendirmelidir. İlaçlardan bazılarının işlem öncesi kesilmesi gerekebilir.
İşlem sonraki süreç nasıldır?
EUS işlemi sonrası ilk gün hastanın hafif yemekler yemesi önerilmektedir. İşlem sonrası 1-2 gün boyunca boğazda yanma ve batma oluşabilmekte, bu nedenle tuzlu su ile gargara yapılması önerilebilmektedir. İşlem sonrası şiddetli kusma, bulantı ve yüksek ateş gibi sorunlar ile karşılaşılırsa doktora başvurulması önerilmektedir.
EUS, sindirim sistemi endoskopisinde kullanılan özelleşmiş cihazların uç kısımlarındaki ultrasonografi ile iç organların görüntülenme işlemidir.
Kullanım Alanları
Sindirim sistemi ve komşu organlarda (mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, pankreas) oluşan tümörlerin evrelenmesinde ve sindirim sisteminde yüzeyin hemen altında yerleşim gösteren lezyonların incelenmesinde kullanılır.
EUS yardımıyla sindirim sisteminden ve sindirim sistemine komşu organlardan kaynaklanan tümörlerden doku örneği alınabilir, kist gibi oluşumlar boşaltılabilir.
Nasıl Uygulanır?
Uygulama şekli, klasik endoskopiden farklı değildir. Hem üst hem de alt sindirim sistemine uygulanabilir. Yemek borusu, mide, pankreas, kalın bağırsak ve safra yolları kanserlerinin tanısında ve bu organlara ait damarsal yapıların değerlendirilmesinde diğer ultrasonografi ve görüntüleme yöntemlerinden daha üstün olup biyopsi alınmasına olanak sağlar.
Endoskopik Zayıflama Tedavileri
Mide Balonu Tedavisi
Çağımızın en önemli problemlerinden biri olan obezite sadece kozmetik bir sorun olarak değerlendirilmekte aynı zamanda kişinin yaşam süresini kısaltan birçok hastalığı da beraberinde getirmektedir. Obeziteye hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, kemik ve eklem hastalıkları gibi birçok hastalık eşlik etmektedir. Geçmişte obezite tedavisinde alınan kalorinin azaltılıp, harcanan kalorinin artırıldığı bir yaşam tarzı değişikliği öneriliyordu. Ancak günümüzde yapılan çalışmalar bazı hastalarda yaşam tarzı değişikliği uygulamalarının etkili olmadığı, başarılı kilo kaybı sağlayan hastaların çoğunluğunda 2 yılın sonunda verilen kiloların geri alındığı gösteriliyor. Yaşam tarzı değişikliğine rağmen etkili kilo veremeyen ve almaya devam edenler için endoskopik obesite tedavileride kilo vermeye yardımcı seçenekler arasındadır. Endoskopik mide küçültme cerrahi kesi ve ameliyat olmak istemeyen hastalara alternatif kalıcı çözümler sunan bir obesite tedavi yöntemidir.
Endoskopik Mide Küçültme (Sleeve Gastroplasti)
Obezite birçok hastalığı beraberinde getirmektedir. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği karaciğer yağlanması, bel fıtığı, diz ve eklem şikayetleri, kalp damar hastalıkları, kalp krizi ve birçok kanserle de yakından ilişkilidir. Obezite özellikle kadınlarda; meme, rahim ve yumurtalık kanserleri, erkeklerde; mide ve kolon kanseri gibi kanserleri gibi aslında en sık görülen kanserleri tetiklemektedir. Ayrıca karaciğer, pankreas ve böbrek kanseri sıklığında da ciddi artışlara neden olmaktadır. Obez kişiler normal kilodaki insanlara göre hem kalp damar hastalıkları hem de kanserler nedeni ile daha erken yaşlarda hayatlarını kaybedebilmektedir.
Endoskopik mide küçültme işlemi avantajları
Son yıllarda obezite tedavisinde obezite ameliyatlarına ek olarak alternatif, modern endoskopik yöntemler de kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemler içinde en öne çıkan uygulama ise endoskopik mide küçültme yöntemidir. Endoskopik mide küçültme; herhangi bir kesi yapılmadan, endoskopi cihazı ile ağız boşluğundan mideye ulaşılıp, midenin içinden kalıcı dikişler atılarak mide hacminin %80 oranında küçültüldüğü bir işlemdir. Karından herhangi bir kesi yapılmamakta ve midenin herhangi bir kısmı kesilip çıkartılmamaktadır. Bu da işlemin hem risklerini minimuma indirmekte hem de çok hızlı bir iyileşme dönemi avantajlarını sunmaktadır. Endoskopik mide küçültme işlemi için 2 kriter bulunmaktadır. Bunlardan biri Vücut Kitle İndeksi’nin (VKİ) 30’un üzerinde olması, diğeri de kişinin doğal yolları denemiş diyet ve egzersiz ile kilo verememiş olmasıdır. Öncelikle kişi obezite hastası olarak tanımlanmış olmalıdır. Boya göre kilonun oranını gösteren VKİ, 30’un üstünde olmalıdır. Bu oranın normal değeri 25’in altıdır. VKİ’nin 25-30 olduğu grup; kilolu, 30’un üstü olduğu grup ise obez olarak adlandırılmaktadır. İkinci kriter ise kişinin en az 6 ay boyunca diyet yapması, fiziksel aktiviteyi artırması ve spor yapmasına rağmen yeterli kilo verememesi ya da kilo verip, kilolarını tekrar alması yani doğal yöntemlerle kilo kaybını sağlayamamasıdır.
İşlem sonrası hastalar günlük hayatlarına hızlıca dönmektedir
Obez kişilerde mide hacmi 1500-2500 mililitre kadardır. Endoskopik mide küçülteme operasyonuyla bu hacim 300 mililitreye kadar indirilebilmektedir. Operasyondan bir hafta kadar önce bir kontrol endoskopisi yapılması önerilmektedir. Buradaki amaç, midenin içine atılacak dikişlere engel teşkil edecek gastrit, ülser ve tümör gibi hastalıkların varlığını belirleyebilmek ve işlemden önce tedavi etmektir. Yine işlemden 1 hafta kadar önce mide koruyucu ilaç kullanılması önerilmektedir. Operasyon günü ise hasta aç gelmelidir. Endoskopik mide küçültme işlemi sonrasında hasta bir gece hastanede kalır, ertesi gün ise taburcu olmaktadır. Hastanede kalış sadece kontrol amaçlıdır, hastaların daha konforlu bir gece geçirmeleri içindir. Operasyon sonrasında hasta iki gün içinde normal yaşantısına geri dönebilmektedir.
Mide herhangi bir kısmı çıkarılmadan küçültülmektedir
Endoskopik mide küçültme işlemi genel anestezi altında yapılmakta olup, uygulama yaklaşık 1,5 -2 saat sürmektedir. Özel donanımlı, ucunda endoskopik dikiş seti olan endoskopi cihazı ile ağız boşluğundan midenin içine girilip midenin içinden tam kat dikişler atılarak midenin hacmi küçültülmektedir. Endoskopik mide küçültme işleminde midenin herhangi bir kısmı çıkarılmaz, mide kendi içine doğru dikilerek ve büzülerek küçültülmektedir. Dikilen alanlar ise büzüşük bir halde kalmaya devam etmektedir. Midenin herhangi bir kısmının çıkarılmamış olması başka bir avantaj daha sağlamaktadır. Ayrıca işlem sonrasında mide asit üreten hücreler çıkarılmadığı için vitamin ve demir eksiklikleri yaşanmamakta, hasta vitamin ya da demir takviyesi kullanmak durumunda kalmamaktadır. İyileşme süresinin çok daha hızlı olması diğer bir avantajıdır.
Güvenli ve yan etkisi çok düşük bir işlemdir
Konusunda uzman hekimler tarafında yapılması gereken endoskopik mide küçültme işlemi tecrübeli ellerde oldukça güvenlidir. Yapılan çalışmalarda ciddi bir yan etkisinin olmadığı kanıtlanmıştır. Dünya ölçeğindeki büyük sağlık otoriteleri, Amerikan Sağlık Dairesi (FDA) tarafından da onaylanmış bir işlemdir. İşlemden sonra bir diyetisyen kontrolünde hastalar belirli aralıklarla düzenli olarak takip edilmektedir. İşlemden sonraki ilk 1 hafta sıvı bir diyetle beslenilmesi önerilmektedir. 2. hafta püre tarzında daha yumuşak gıdalara, 3. hafta ise normal gıdalara kademeli olarak geçilmesi sağlanmaktadır. Endoskopik mide küçültme işleminden sonra yaklaşık yüzde 20- 30 civarında kilo kaybı olması beklenmektedir. Kişi endoskopik mide küçültme işlemi sonrası kısa sürede iş ve sosyal yaşamına dönebilmekte, hızlıca kilo vererek obezitenin olumsuz etkilerinden kurtulmakta ve ideal formuna kavuşabilmektedir.
Endoskopik Mide Balonu Nedir?
Bariatrik endoskopi yöntemleri (Mide küçültücü sleeve gastroplasti, tüp mide, bypass ameliyatları) etkili şekilde sürdürülebilir kilo verilmesini sağlamaktadır. Ancak ameliyat olmak istemeyen veya ameliyata uygun olamayan hastalar endoskopik yöntemleri tercih etmektedir. Endoskopik olarak yani ağızdan girilerek gerçekleştirilen yöntemler arasında en sık tercih edilen endoskopik mide balonu uygulamasında etkili sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu yöntemde, hastanın ağız yolundan endoskop ile girilerek midesine bir balon şişirilerek yerleştirmekte ve balon belli bir hacme ulaştırılmaktadır. Bu şekilde mideye hacim kaplayan bir madde konularak total mide hacmi azaltılırken, aynı zamanda da midenin hareketi bozulmaktadır. Böylece hastaların iştahları azalmakta, yemek yeme kapasiteleri düşmektedir. Yedikten sonra zor sindirdikleri için hastaların porsiyonları azalarak öğün sayıları artırılmış olur. Ayrıca geri döndürülebilir bir yöntem olması da başka bir avantajıdır. Yani hasta herhangi bir sebeple işlemden memnun kalmadığında mide balonu kolayca yeniden çıkarılabilir. Günümüzde 6 ay ile 1 yıla kadar kalabilen mide balonları bulunmaktadır.
Endoskopik Mide Balonu Kimlere Uygulanır? Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Mide balonunun tarihsel gelişimindeki seyrinde vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan, kesinlikle cerrahi gereken ancak cerrahi riski yüksek olan, genel kondisyonu düşük olan hastalar için bir köprü tedavisi olarak kullanılmakta idi. Daha sonra avantajları nedeni ile bazı özel hasta gruplarında bariatrik cerrahiye alternatif hale geldi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlar obezite hastası olarak değerlendirilmektedir. Endoskopik mide balonu vücut kitle indeksi 35’in üzerindeki obezite hastalarına direkt olarak yapılmaktadır. Vücut kitle indeksi 30’un üzerindeki hastalara ise eşlik eden hastalıkları varsa uygulanmaktadır. Özellikle diyabet, uyku apnesi, tansiyon gibi eşlik eden hastalıklar varsa obezite tedavisi önerilmektedir. Morbid obez olup, cerrahi planlanan ancak ameliyat riski çok yüksek olan hastalarda köprü tedavisi olarak hastaya mide balonu takılır, hasta belli bir kilo eşiğinin altına düşer. Pulmoner fonksiyonları, kardiyak fonksiyonları düzelir. Anestezi riski azalır. Ardından cerrahiye hazır hale gelir. Cerrahiye uygun hale gelince balonu çıkartılıp cerrahi gerçekleştirilir. Özetle, obez olan, eş zamanlı kontrol altına alınamayan eşlik eden hastalıkları olan hastalarda, cerrahiye hazırlanması gereken hastalarda endoskopik obezite tedavileri uygun olmaktadır.
Endoskopik Mide Balonunun Çeşitleri Var Mı?
Havayla ya da sıvıyla doldurulan balon çeşitlerinin yanında 6 ay veya 1 sene kalabilen, endoskopik yöntem veya endoskopi olmadan sadece yutularak uygulanabilen balon çeşitleri bulunmaktadır. Hangi balonun uygulanacağı hekim tarafından yapılan ilk değerlendirmeden sonra hastanın kriterlerine göre hasta ile birlikte belirlenmektedir.
Mide Balonu Hangi Durumlarda Uygun Değildir?
Mide balonu uygulaması öncesinde hastanın kilo almasına neden olan başka bir hastalık olup olmadığının araştırılması gerekir. Böbrek üstü bezleriyle ilgili ya da tiroit ile ilgili bir rahatsızlığı nedeniyle hasta kilo alıyor olabilir. Yani hasta iç hastalıkları açısından da değerlendirilir. Eğer patolojik bir kilo alma sorunu yoksa hasta endoskopik obezite tedavisi için aday demektir. İlk değerlendirmede hastada yeme bozukluğu ve psikiyatrik bir sorun olup olmadığına bakılır. Tıka basa yeme sendromu adı verilen durum olup olmadığı değerlendirilir. Örneğin, buzdolabının önünden geçerken dolabı açıp ağzına bir şeyler atan veya fırının önünden geçerken tencereden ağzına bir lokma atmadan duramayan hastada sadece endoskopik değil obezite tedavi yöntemlerinin hiçbirinin işe yaramayabileceği bilinmelidir. Ne farmakolojik tedaviler, ne endoskopik tedaviler ne de cerrahi tedaviler bu hastalarda işe yaramayabilir. Bu nedenle öncelikle bu hastalıkların ayırt edilmesi gerekmektedir. Altta yatan psikolojik bir problem varsa öncelikle bunun çözülmesi gerekmektedir. Bu nedenle ilk değerlendirmede öncelikle psikiyatriyle birlikte değerlendirme yapılarak hastada yeme bozukluğu olup olmadığının anlaşılması gerekmektedir. İkinci olarak hastanın kilo vermeyi hedef edinmiş olması gerekmektedir. Bu şartları tamamlayan hastalarla endoskopik tedavi aşaması görüşülür. Hastaya işlemin nasıl uygulandığı, onu nelerin beklediği anlatılır.
Mide Balonu Avantajları Nelerdir?
Girişimsel bir işlem olan endoskopik mide balonu uygulaması cerrahi bir işlem olmadığı için hastalar çok kısa süre hastanede kalmaktadır.
Cerrahi operasyonların geri dönüşü olmamaktadır. Endoskopik mide balonu uygulaması ise geri döndürülebilir bir işlemdir. Olası komplikasyonlarda midedeki balon kolay bir şekilde çıkarılmaktadır. Balonun 6-8 ay içinde mideden çıkartılmasıyla mide eski haline dönmektedir.
Mide balonu işleminde sindirim sistemi organlarının çalışmasında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.
Endoskopik Mide Balonu Nasıl Uygulanır?
Endoskopi ünitesine uygun açlık süresi sağlanarak gelen hastaya sedasyon altında, uyur vaziyette endoskopi yapılır. Endoskopide önemli olan hastada mide fıtığı olup olmadığı, ciddi bir reflü özofajiti olup olmadığı, midede aktif bir ülser olup olmadığıdır. Bunun yanında tesadüfen endoskopide ortaya çıkabilen kanseröz lezyonlar araştırılır. Bu açıdan sorun saptanmayan hastalarda aynı seansta mide balonu takılabilir. Mide balonunun yerleştirilmesi 10-15 dakika sürmektedir. Daha sonra hasta uyandırılır. 6-7 saat hastada herhangi bir problem olmamaktadır. Ardından bulantılar başlar. Bazı medikal tedaviler ve bulantı önleyici ilaçlarla müdahale edilir. Birkaç gün içerisinde hastanın bulantısı tamamen normal haline getirilir. Ancak hemen normal beslenmeye geçilmez. Önce 1-2 gün sıvı diyeti uygulanır 3. günden sonra püreler ve ilk haftanın ardından normal beslenmesine geçilir.
Mide Balonu Riskleri Nelerdir?
Bu işlem herhangi bir endoskopi işleminden farksızdır. Deneyimli olmayan bir endoskopist tarafından yapılırsa perforasyon adı verilen delinme veya kanama gibi riskleri olabilmektedir. Ancak bu düşük bir ihtimaldir Ancak günümüzde kullanılan yeni balonlarda kanama ve yırtılma riski çok düşük neredeyse yok gibidir. Bununla birlikte işlemden sonra hastayı bekleyen bazı durumlar vardır. Çünkü sonuçta vücuda yabancı bir cisim girmektedir. Bu cisim 400-600 cc’ye kadar şişirilmiştir. Bu nedenle vücut ilk 1-2 gün bunu dışarı atmaya çalışmaktadır. Bulantı, kusma, öğürme ya da bağırsak hareketlerinin artırılmasıyla vücut bu cismi dışarı atmaya çalışır. Bu tolerans safhası 1-2 gün sürmektedir. Özetle komplikasyon, bu konuda uzman bir hekim tarafından yapılıyorsa ve uygun hastaya uygun yöntem seçiliyorsa yok denecek kadar azdır. Mide balonu ile ilgili de beklenmeyen durumlar oluşursa kişi mutlaka doktoruna görünmelidir. Gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra doktor tedavinin seyrine karar verecektir.
Mide Balonu Takıldıktan Sonra Yaşam
Mide balonu uygulamasının etkili ve sürdürülebilir olması açısından en önemli konu ise hastanın yaşam tarzı değişikliğidir. Hasta işlemden sonra kalori oranını azaltmaz, sporu hayatının bir parçası yapmazsa uygulamada istenilen hedeflere ulaşılsa dahi başarının sürdürülebilir olması mümkün değildir. Bu nedenle endoskopik balon tedavileri deneyimli hekim ve kilo vermeyi gerçekten kafasına koymuş hastalarla başarılı sonuçlar elde edilen bir yöntem olarak kabul edilmektedir.
Endoskopik Mide Balonu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Endoskopik mide balonu patlarsa ne olur?
Mide balonu patlaması yok denecek kadar düşük bir ihtimaldir. Geçmişte eski tip balonlarda böyle sorunlar yaşanabilmekteydi. Endoskopik mide balonu patlarsa mutlaka çıkarılması gerekir. Çıkartılmazsa bağırsaklarda tıkamaya neden olabilir. Yeni tip balonlarda patlama sorunu hiç yaşanmıyor olsa da emniyet açısından balon mavi renk suyla şişirilmektedir. Bu sayede eğer balon patlarsa hastanın idrar rengi maviye dönüşür. Hasta bunu vakit kaybetmeden hekimine bildireceği için balon henüz mideyi terk etmeden hastaya müdahale edilebilir. Hasta idrar rengini fark etmez ve balon ince bağırsaklara giderse ince bağırsakların tıkanmasına bağlı bazı semptomlar yaşanabilir. Bazen hasta farkında olmadan balonu dışkılama yoluyla çıkarabilir. Ancak bu durumlar çok düşük ihtimalli risklerdir.
Mide balonu zararları var mı?
Yapılan çalışmalarda yeni nesil balonlarda ilk 1-2 gün bulantı, kusma ve öğürme isteği dışında farklı bir komplikasyon gösterilmemiştir.
Mide balonu gerçekten işe yarıyor mu?
Mide balonun vücut kitle indeksi 30’un üzerinde ve eşlik eden komorbidite hastalıkları (diyabet, hipertansiyon) olan hastalarda ya da vücut kitle indeksi 35’in üzerindeki hastalarda kilo vermeye yaradığı görülmektedir.
Mide balonu ile 1 ayda kaç kilo verilir?
Mide balonu uygulamasından sonra kaç kilo verileceği kişinin yapacağı hayat tarzı değişikliğine bağlıdır. Ancak ortalama ağırlığının %10 kadar kilo vermesi beklenir.
Mide balonu çıktıktan sonra kilo alınır mı?
Mide balonu çıkarıldıktan sonra acıkma ve midede boşluk hissi oluşur. Eski yeme alışkanlıklarına geri dönülmesi nedeniyle kilo alımı yeniden başlar. Bunun için yeme düzeni ve egzersize devam edilmelidir. İşlem sonrası kilo verme sürecinde de doktor takipleri aksatılmamalıdır.
Mide balonu kaç ay kullanılır?
Mide balonunun midede kalma süresi 6-8 ay arasındadır.
İleri Girişimsel Endoskopik işlemler
Sindirim sistemi, vücutta yemek borusundan anüse kadar olan organları; sindirim borusunu, karaciğer, pankreas, safra kesesi gibi diğer yardımcı organları kapsayan çok önemli bir yapıyı ifade etmektedir. Sindirim sistemi hastalıkları dünyada ve ülkemizde en sık görülen sağlık problemlerindendir. Bu rahatsızlıklar ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi başarısı da o ölçüde artmaktadır. Mide bağırsak sisteminin hastalıklarında endoskopik uygulamalar tanı, tedavi ve takipler için büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda teknolojik gelişmelere bağlı olarak endoskopik işlemlerde cihaz kalitesi ve çeşitliliği de her geçen gün yükselmektedir. Doğru yöntemin alanında uzman doktorlar tarafından doğru kişiye uygulanması, hasta konforunu artırmakta, yaşam kalitesine ve süresine de önemli katkıda bulunmaktadır.
İleri endoskopi nedir?
“İleri endoskopi nedir?” sorusu kullanıcılar tarafından sıkça sorulmaktadır. Endoskopi, ucunda ışıklı küçük bir kamera bulunan ve endoskop adı verilen cihaz yardımıyla yemek borusu, mide, onikiparmak bağırsağı ve kalın bağırsağı kapsayan gastrointestinal sistemin detaylı incelenmesi ve erken lezyonların endoskopik tedavi işlemleridir. Yeni nesil endoskopi teknolojilerinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte hastalıkların daha erken tanı ve tedavisinde kişiye özel uygulamalar yapılmaktadır.
Merkezimizde; gastroskopi, kolonoskopi, endoskopik retrograd pankreatikolanjiyografi (ERCP), endoskopik ultrasonografi kullanılarak yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsak, pankreas, safra yolları, karaciğerdeki şüpheli alanlardan biyopsi alınması, polipektomi, pankreas ve safra yollarının görüntülenmesi taş ya da darlıklara müdahale edilmesi, mideye beslenme tüpü takılması, sindirim sistemindeki kanamalara müdahale edilmesi gibi ileri işlemler rutin olarak yapılmaktadır.
İleri endoskopik uygulamalar ve tedavi yöntemleri
Endoskopik tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi ile birlikte ileri teknolojik ürünleri kullanarak uygulanan işlemler ise temel olarak sindirim sistemindeki lezyonların erken tanınması ve tedavisini içermektedir. İleri Endoskopi Merkezi’nde kullanımına başlanan bu ekipmanlar yüksek çözünürlüklü endoskoplar, optik ve dijital zoomlu endoskoplar, yüksek çözünürlüklü endoskopik ultrasonografik cihazları kapsamaktadır. Bu ileri teknolojik ürünler sayesinde ünitemizde optik kromoendoskopik incelemeler (BLI (blue light imaging) , LCI (linked color imaging), NBI (narrow band imaging) yapılarak erken evre tümörler ve tümör öncülü (premalign) lezyonlar çok daha erken dönemde belirlenebiliyor ve henüz endoskopik tedavi olabilecek aşamada iken teşhis edilerek tedavi edilebiliyor.
Merkezimizde tedavisi gerçekleştirilen hastalıklar
İleri Endoskopi Merkezinde tedavisi gerçekleştirdiğimiz hastalık tanı ve tedaviler şöyle sıralanmaktadır:
Pankreas kistleri, prekanseröz lezyonlar ve kanserler
Yemek borusu polip ve kanserleri,
Kolon polip ve kanserleri,
Kalın bağırsak polip ve kanserleri,
Midedeki polip ve kanserler,
İnce bağırsak polip ve kanserleri,
Akalazya (Yutma güçlüğüyle kendini gösteren Akalazya hastalığı, POEM yöntemi ile endoskopik olarak ameliyatsız tedavisi)
Diffüz özofageal spazm,
Jackhammer özofagus gibi yutma güçlüğü ile giden yemek borusunun motilite bozuklukları,
Barret özofagus,
Safra yolları taşları, darlıkları ve safra yolu kanserleri
Gastroözofageal reflü hastalığı,
Nedeni saptanamayan kanama veya anemiler.
Gastroözofagiyal reflü tedavisi (ARM, ARMA, GERDX ve Stretta tedavisi)
ESD (Endoskopik Submukozal Diseksiyon) yöntemi
Sindirim sistemindeki tümör ve polipler, yüksek çözünürlüklü endoskoplar kullanılarak çok erken aşamalarda saptanabilmektedir. Polipler ve erken aşamada saptanan tümörler günümüzde ameliyata gerek kalmaksızın endoskopik yöntemlerle alınabilmektedir. Endoskopik Submukozal Diseksiyon (ESD) yöntemi, sindirim sistemindeki erken evre kanserlerin ve poliplerin ameliyatsız bir şekilde çıkarılmasında kullanılan bir yöntemdir.
(EMR) Endoskopik Mukozal Rezeksiyon yöntemi
Sindirim sisteminde erken aşamadaki poliplerin net bir şekilde çıkarılmasını sağlamaktadır. Sindirim sistemi polipleri saplı ve sapsız polipler olarak adlandırılmaktadır. Saplı polipler kesilerek standart polipektomi adı verilen uygulama ile çıkartılabilmektedir. Sapsız polipler ise EMR ile kabartma olarak tabir edilebilecek şekilde mukoza içerisinde sıvı enjeksiyonu ile lezyon yukarı kaldırılarak altında kas tabakasından uzaklaşırılır. Sonrasında snare denen elektrobıçak ile kesilerek çıkarılır. Kesilen mukoza bölgesine hemoklips adı verilen endoskopik dikişler uygulanabilir. EMR sayesinde erken aşamadaki lezyonlara müdahale edilebilmektedir.
Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi (ERCP) yöntemi
Endoskopik yöntemler kullanılarak safra yollarının görüntülenmesi işlemi olarak bilinen ERCP endoskopik bir araçla safranın aktığı ince bağırsak bölümünden safra yollarına girilerek bu kısmın görüntülenmesini sağlanmaktadır. ERCP ile safra yollarındaki darlık, taş, tümör gibi tabloların tanınmasını ve tedavisinin sağlanmasını amaçlanmaktadır. Karaciğer, safra kesesi, safra kanalları ve pankreas kanalı gibi bölgelerdeki sorunları teşhis ya da tedavi etmek için uygulanan ileri bir endoskopik tanı ve tedavi yöntemidir.
Peroral Endoskopik Myotomi (POEM) yöntemi
Akalazya ya da bazı yemek borusu hastalıklarında kullanılan ileri endoskopik bir tedavi yöntemidir. Dünyada sayılı merkezde uygulanan Peroral Endoskopik Myotomi yani POEM yöntemi ile normal endoskopi yapılır gibi ağız içerisinden girilerek yemek borusundaki sorunlu olan kaslar kesilir. Pek çok insanın varlığından bile haberdar olmadığı akalazya hastalığı, doğru tanı konulamayıp tedaviye başlanmadığında hastaların yaşam kalitelerini olumsuz etkilemektedir.
Endoskopik mide balonu
Çağımızın en önemli problemlerinden biri olan obezitenin pek çok tedavisi bulunmaktadır. Endoskopik olarak yani ağızdan girilerek gerçekleştirilen yöntemler arasında en sık tercih edilen mide balonu uygulamasında etkili sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu yöntemde, hastanın ağız yolundan midesine bir balon yerleştirilir. Ardından balon belli bir hacme ulaştırılır. Bu şekilde hem mideye hacim kaplayan bir madde konulur hem de midenin hareketi bozulmaktadır. Böylece hastaların iştahları azalır, yemek kapasiteleri düşer. Yedikten sonra zor sindirdikleri için hastaların porsiyonları azalarak öğün sayıları artırılmış olur. Ayrıca geri döndürülebilir bir yöntem olması da başka bir avantajıdır. Yani hasta herhangi bir sebeple işlemden memnun kalmadığında mide balonu kolayca yeniden çıkarılabilmektedir. Günümüzde 1 yıla kadar kalabilen mide balonları bulunmaktadır.
Endoskopik sleeve gastroplasti
Endoskopik sleeve gastroplasti, endoskopik olarak yani ağızdan girilerek, kesisiz bir şekilde midenin kendi içine doğru endoskopik dikiş sistemi ile büzülerek küçültülmesi işlemidir. Hasta işlem sonrası sağlıklı bir şekilde kilo verme sürecine girer ve kalıcı sonuçlara kısa zamanda ulaşılabilir. İleri Endoskopi Merkezi’nde uygulanan “laparoskopik sleeve gastroplasti” yöntemi, klasik tüp mide ameliyatından farklı olarak midenin belli bir bölümünün endoskopik olarak, kesisiz bir şekilde küçültüldüğü yöntem ile hasta konforu ve başarılı sonuçları sayesinde sıkça tercih edilmektedir.
Anti reflü mukozektomi (ARM)
Anti reflü mukozektomi (ARM), genellikle reflü hastalarına anti reflü tedavisi uygulamak amacıyla kullanılmaktadır. Reflü tanısı konulan hastalar yaşam stili değişimi ve ilaç kullanımıyla hala reflüyü kontrol altına alamıyorsa, reflü atakları kişinin yaşam kalitesini bozuyorsa ve cerrahiye gerek olacak kadar hiatal hernisi (mide fıtığı) oluşmamışsa yani cerrahi ile ilaç arasında kalmış bir hasta grubu ise tercih edilebilen endoskopik antireflü tedavi yöntemlerinden biridir.
