
İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları Ülseratif
REKTUM KANSERİ NEDİR?
Rektum kanseri, kanserli yani malign hücrelerin rektum dokularında oluştuğu bir hastalıktır. Rektum kanseri genellikle rektum astarındaki poliplerden kaynaklanmaktadır. Rektum ve kolon kanseri genellikle "Kolorektal kanser" olarak adlandırılır.
REKTUM KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Rektum kanseri belirtileri çok farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Ancak birçok rektum kanseri belirti vermeden rutin taramalarda tespit edilmektedir. Rektum kanseri belirtiler genel olarak şunları içermektedir.
Makatta kanama veya dışkıda kan görülmesi rektum kanseri belirtileri arasında en sık yaşananların başında gelmektedir. Neredeyse 10 hastanın 8’inde kanama belirtisi yaşanmaktadır.
Dışkıda mukus
Kabızlık, ishal, aşırı miktarda gaz gibi bağırsak hareketlerindeki değişiklikte rektum kanseri ilk belirtisi olabilmektedir.
Bağırsak hareketlerindeki değişikliğin yanında, bağırsağın boş olduğu duygusu veya sık tuvalete gidilmesine rağmen yeterli dışkılayamama da rektum kanserinin belirtileri arasında yer alır.
Ağrılı bağırsak hareketleri
Dışkıda fark edilmeyen kanamalar anemi yani kansızlığa yol açabilir. Anemiye bağlı olarak yaşanan nefes darlığı, baş dönmesi, hızlı kalp atışı rektum kanseri belirtileri bakamından ciddiye alınmalıdır.
Tümörün büyüyerek çıkış yolunu kapatması sonucu bağırsak tıkanması yaşanabilir. Bağırsak tıkanması karın bölgesinde şiddetli ağrı ve kramplara yol açabilir.
Tümörün büyümesi dışkı boyutunda değişimlere neden olabilir. Kalem inceliğinde dışkılamak rektum kanseri belirtisi olabilmektedir.
Diyet veya egzersize bağlı olmayan açıklanamayan kilo kaybı rektum kanseri ilk belirtileri arasındadır.
REKTUM KANSERİ NEDEN OLUR?
Rektum Kanserinin neden olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak rektum kanserine neden olan çok sayıda risk faktörü bulunmaktadır.
Rektum kanserlerinin büyük bir çoğunluğu ileri yaşta ortaya çıkmaktadır.
Alkol ve sigara tüketimi rektum kanseri riskini artırmaktadır.
Hayvansal kaynaklı yüksek yağlı beslenme düzeni rektum kanseri nedeni olabilmektedir.
Kolorektal kanser veya polip öyküsü rektum kanserini sebep olabilmektedir.
Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi kolon ve rektumun kronik enflamatuar hastalıkları rektum kanseri riskini artırmaktadır.
Polipsiz kalıtsal olmayan kolorektal kanser (Lynch) ve ailesel adenomatoz polipozis (FAP) gibi genetik sendromlar rektum kanseri sebepleri arasındadır.
Hareketsiz bir yaşam ve obezite
Kanser tedavisi için özellikle karın bölgesine radyoterapi tedavisi almak rektum ve kolon kanserine neden olabilmektedir.
Diyabet (Şeker hastalığı)
Ailede özellikle birinci derece yakınlarda kolon ve rektum kanseri bulunması önemli bir rektum kanseri nedenidir.
REKTUM KANSERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Rektum kanseri erken teşhis edebilmek için rutin tarama programlarının uygulanması gerekir. Her hangi bir risk faktörü bulunmayan kişilerde 50 yaşında rutin taramalara başlamak rektum kanserinin erken teşhisi bakımından hayati önem taşır. Risk faktörü olan kişilerde tarama yaşı daha erken başlayabilir. Genellikle rektum kanserinin belirtisi olan makatta kanama veya demir eksikliği sonrası yapılan kontrollerde rektum kanseri teşhis edilir.
Tarama programlarında ve teşhis için en sık kullanılan yöntem kolonoskopi tetkikidir. Kolonoskopi sırasında küçük doku örneklerini şüpheli görünen bölgelerden çıkarmak genellikle mümkündür. Biyopsi için çıkarılan doku örneklerinin laboratuvar analizi, rektum kanseri teşhisinde yardımcı olur.
REKTUM KANSERİNİN TEDAVİSİ
Rektum kanseri evreleri ve derecesi belirlendikten sonra tedavi planlanır. Rektum kanseri tedavisinde; kanserin evresi ve derecesi, tümörün rektumdaki yeri, boyutu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre planlama yapılır.
Rektum kanseri Kemoterapi ve Radyoterapi tedavisi
Rektum kanseri kemoterapi tedavisi genellikle kanser hücrelerini hedef alan iki veya daha fazla ilaçtan oluşur. Rektum kanserinde kemoterapi ve radyoterapi ameliyattan önce kullanılabildiği gibi sonra da uygulanabilmektedir. Rektum kanseri 1. Evre tedavisinde cerrahi yöntem tedavide tek gerekli adım olabilir. 1. Evre rektum kanserinde ameliyat sonrası nüks riski düşüktür ve bu nedenle genellikle kemoterapi önerilmemektedir. Rektum kanseri 2. Ve 3. evrelerde kanserin tekrarlamaması için ameliyattan sonra kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanır. Rektum kanseri 2. Evre ve Rektum kanseri 3. Evre hastalarda ameliyattan önce tümörü küçültmek için kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanabilir.
Rektum kanseri ameliyatı
Rektum kanserinin tedavisinde ameliyat en sık başvurulan yöntemlerin başında gelmektedir. Rektum kanseri ameliyatı tümörün yeri ve büyülüğüne göre planlanır.
Rektum kanseri ameliyatı; makat koruyucu rektum ameliyatı ve makat kaybı gerektiren rektum ameliyatı olmak üzere 2 grupta incelenebilir.
Rektum Kanseri ameliyatında;
Uç kolostomi
Koloanal anastomoz
Düşük anterior rezeksiyon
Lokal eksizyon- Lokal veya Transanal Eksizyon - Transanal Endoskopik Mikrocerrah
İntraoperatif radyasyon tedavisi (IORT).
Abdominoperineal Eksizyon (APR) - Ekstra-Levator Abdominoperineal Eksizyon
Polipektomi
Radyofrekans ablasyonu
Kriyocerrahi
Minimal invaziv cerrahi gibi ameliyat teknikleri kullanılabilmektedir
REKTUM KANSERİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR
Rektum Kanseri Kimlerde Görülür? Yaygın Bir Kanser midir?
Rektum kanseri kadınlara oranlara erkeklerde daha fazla görülmektedir. Endoskopik ve radyolojik tetkiklerin ilerlemesiyle birlikte rektum kanseri teşhisi daha rahat konulabilmektedir. Farkındalığın artmasıyla birlikte görülme oranlarında da artış yaşanmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişiye kolon ve rektum kanseri teşhisi konulmaktadır. Ülkemizde kesin bir rakam olmamakla birlikte her yıl 30 bin yine kolon ve rektum kanseri teşhisi konulduğu tahmin edilmektedir. En sık görülen rektal kanser türü mukozadan kaynaklanan bir kanser olan adenokarsinomdur.
Rektum Kanseri Hangi Yaşlarda Görülür?
Rektum ve kolon kanserinin kesin bir görülme yaşı yoktur. Ancak rektum kanseri genellikle 35 yaşından sonra görülmektedir. Hastaların büyük bir çoğunluğu ise 50 yaşından daha ileri yaşlardadır.
Rektum Kanseri İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?
Rektum ve kolon kanseri belirtilerinden bir veya bir kaçının görüldüğü durumlarda zaman kaybetmeden tanı için Gastroenteroloji doktorlarına başvurulmalıdır.
Rektum Kanseri ile Kolon Kanseri Arasındaki Fark Nedir?
Rektum ve kolon kanserinin belirti ve nedenleri birbirine çok benzerdir. Rektum ve kolon kanserleri birçok yönden benzer olsa da, tedavileri farklıdır. Bunun temel nedeni, rektumun pelvik boşluktaki diğer organlardan ve yapılardan zorlukla ayrılan dar bir alanda oturmasıdır
Hemoroid Rektum Kanserine Neden Olur mu?
Rektum kanseri hemoroid ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak özellikle makat bölgesindeki kanamalar, yaşanan ağrılar rektum kanserinde olduğu gibi hemoroid hastalığında da görülmektedir. Bu nedenle şikayetler karışabilmektedir. Kolon ve rektum kanseri olan kişilerin birçoğunda aynı zamanda hemoroidde bulunmaktadır. Hastalar yaşadıkları sıkıntıları hemoroid kaynaklı olduğunu doktora başvurma konusunda gecikebilmektedir. Rektal kanama şikayeti olan kişilerin zaman kaybetmeden bir gastroenteroloji uzmanına başvurması erken teşhis bakamından önemlidir.
Rektum Kanseri Evreleme İçin Hangi Tetkikler Yapılır?
Kolorektal kanserler konusunda uzman bir gastroenteroloğun fiziki muayenesi ve kolonoskopi tetkiki ile rektum kanseri teşhisi konulduktan sonra rektum kanseri evresinin belirlenmesi gerekir.
Rektum kanseri evreleme, tedavi sürecinde en uygun yola karar verilebilmesi için önemlidir. Rektum kanseri evreleme aşamasında şu tetkikler uygulanabilir.
Rektal Muayene: Rektum duvarındaki kanseri hissetmek için makata yerleştirilen kaygan eldiven kullanarak parmakla yapılan muayenedir. Tümörün anüsten uzak olduğu durumlarda rektum kanseri bu muayenede belirlenemeyebilir. Dijital rektal muayene ile bir anormallik tespit edilirse, kanserin daha fazla değerlendirilmesi için bir endoskopi yapılır.
Sigmoidoskopi: Kolonoskopi yönteminde olduğu gibi üzerinde kamera bulunan cihaz ile rektum mukozasının detaylı incelenmesini içerir. Bu işlem sırasında alınan biyopsi ile tanı konur.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kolorektal kanserin göğüs, karın ve pelvisteki lenf düğümlerine veya akciğer, karaciğer gibi organlarına yayılıp yayılmadığını kontrol etmek için bilgisayarlı tomografi kullanılabilir. Tümörünün anüsten ne kadar uzak olduğu da bilgisayarla tomografi ile belirlenerek rektum kanseri evrelemesi yapılabilir.
Manyetik Rezonans (MR): Rektumdaki tümörü çevreleyen kasların, organların ve diğer dokuların ayrıntılı bir görüntüsünü sağlanabilir. Ayrıca rektumun yanındaki lenfler ve rektum duvarındaki farklı doku katmanları manyetik rezonans ile görüntülenebilir.
Göğüs röntgeni: Rektum kanserinin akciğere metastaz yapıp yapmadığı röntgen ile belirlenebilir.
Endoskopik Ultrason (EUS): Endoskopi yöntemi ile ultrasonografi yönteminin birleştirilmesine dayanmaktadır. EUS, sindirim sistemindeki duvar katmanlarını ayrıntılı olarak göstermektedir. Sindirim sisteminde veya sindirim sistemine komşu organlardaki hastalıkların teşhisini kolaylaştırmaktadır.
PET taraması (pozitron emisyon tomografi taraması) :Vücuttaki malign tümör hücrelerini bulma prosedürüdür. Damar içine az miktarda radyoaktif glikoz enjekte edilir. PET tarayıcı vücut etrafında döner ve vücutta glikozun nerede kullanıldığını gösterir. Kötü huylu tümör hücreleri resimde daha parlak görünür çünkü bunlar daha aktiftir ve normal hücrelere göre daha fazla glikoz alırlar.
Hücre ve doku çalışmaları: Hücreler ve doku çalışmaları kolon veya rektum kanseri tipini bulmak için yapılan çalışmalardır. KRAS, bazı kolorektal kanser hücrelerinde mutasyona uğramış bir gendir. KRAS testi genellikle metastaz yapmış kolorektal tümörlerde yapılır. Hedefe yönelik ilaç kullanımının uygunluğu bakımından önemlidir. Tümörün Lynch sendromundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenebilmesi için MSI testi de yapılabilir.
Rektum Kanseri Evreleri
Rektum kanseri derecesi ve rektum kanseri evresi uygulanacak tedavi için önemlidir. Rektum kanseri derecelendirmesi, kanser hücrelerinin normal ve sağlıklı hücrelere kıyasla nasıl göründüğüyle ilgilidir. Rektum kanserinin derecisini bilmek kanserin ne kadar hızlı büyüyebileceği ve metastaz yani yayılma ihtimalinin ne olduğu hakkında fikir verebilir.
Düşük dereceli rektum kanserinde hücreler anormaldir ancak normal hücreler gibi görünürler. Düşük dereceli rektum kanseri yavaş büyüme eğilimindedir ve metastaz olasılığı daha düşüktür. Yüksek dereceli rektum kanseri ise daha farklılaşmamış kanser hücrelerine sahiptir. Hücreler normal hücrelere benzemeyen yüksek dereceli rektum kanseri hızlı büyüme eğilimindedir ve düşük dereceli kanserlere göre metastaz olasılıkları daha yüksektir.
Rektum kanseri evreleme; tetkiklerden elde edilen bilgiler, rektumun hangi bölümlerinde kanser olduğu, tümörün boyutunu, kanserin ilk başladığı yerden yayılıp yayılmadığına göre değişir. Rektum kanseri tedavisini planlamak için evreleme önemlidir. Rektum kanserinin evrelemesi yapılırken;
Tümör rektumun duvarını ne kadar derininde olduğu
Lenflerde kanser olup olmadığı
Rektum kanserinin akciğer veya karaciğer gibi diğer organlara metastaz yapıp yapmadığı değerlendirilir.
Rektum kanseri evreleri 5 grupta değerlendirilir.
Rektum Kanseri 0. Evre: Kanser hücreleri sadece kolon veya rektumun mukozasında bulunur. Kanser hücreleri, mukozanın kas katmanını geçmemiştir.
Rektum Kanseri 1. Evre: Tümör, mukozayı çevreleyen bağ dokusu katmanına veya rektumun kas katmanına yayılmıştır.
Rektum Kanseri 2. Evre: Rektum kanseri 2. Evre üç aşamada ele alınır.
Rektum Kanseri 2 Evre- A; Kanser rektum duvarının en dış katmanına ulaşmış bu duvarı aşmamış çevre organlara sıçramamıştır. Lenf ve uzak organlara metastaz yoktur.
Rektum Kanseri 2 Evre- B: Kanser rektum duvarının tüm tabakalarını tutmuş ancak çevre organ veya dokulara sıçramamıştır Lenf veya uzak organlara metastaz yoktur.
Rektum Kanseri 2 Evre- C; Kanser rektum duvarının dışına taşmıştır. Yakın organ veya dokulara doğru büyümüştür. Lenf ve uzak organlarda metastaz yoktur.
Rektum Kanseri 3. Evre: Kanser yakındaki lenflere yayılmıştır. Rektum kanseri 3. Evre tümörün nerede büyüdüğü ve kaç lenf noduna yayıldığına bağlı olarak 3 kısımda ele alınır.
Rektum Kanseri 4. Evre: Rektum kanseri 4. Evrede karaciğer veya akciğerler gibi organlarına metastaz yaşanmıştır. Kanser sadece 1 organda veya uzak lenflerde olabilir. 3 aşamada ele alınır.
Rektum Kanseri 4. Evre-A: Kanser, karaciğer, akciğer, yumurtalık veya uzak bir lenf gibi, rektuma yakın olmayan bir alana veya organa yayılmıştır.
Rektum Kanseri 4. Evre-B: Kanser, karaciğer, akciğer, yumurtalık veya uzak bir lenf düğümü gibi, rektuma yakın olmayan birden fazla alana veya organa yayılmıştır.
Rektum Kanseri 4. Evre-C: Kanser, karın duvarını kaplayan dokuya yayılmış ve diğer bölgelere veya organlara yayılmış olabilir.
Rektum Kanseri Metastazları Nelerdir?
Kanser vücudun başka bir bölgesine yayıldığında metastaz denir. Rektum kanserinin hücreleri, başladıkları yerden ( birincil tümör ) ayrılır ve lenf sistemi veya kan yoluyla vücudan farklı bölgelerine metastaz gösterebilir.
Rektum kanseri hangi organlara yayılır sorusunun cevabı şunları içeririr;
Rektum kanserini metastazı en sık yakınındaki lenflerde yaşanır.
Rektum kanseri karın zarına yayılım gösterebilir.
Karın veya pelvise yakın dokularda metastaz yaşanabilir.
Uzak lenflerde görülebilir.
Rektum kanseri böbrek ve böbrek üstü bezine metastaz yapabilir.
Rektum kanseri karaciğer metastazı genellikle 4. Evrede görülür.
Rektum kanseri akciğer metastazı genellikle 4. Evrede görülür.
Kemikler ve beyinde rektum kanseri metastazı görülebilir.
Rektum Kanseri Yaşam Süresi Ne Kadardır?
Rektum kanseri hastalarının en merak ettiği konuların başında “Rektum kanseri ne kadar yaşar?” sorusu gelmektedir. Rektum kanseri yaşam süresi; kanserinin derecesi, evresi, Karsinoembriyonik antijen (CEA) seviyeleri, hastanın genel sağlık durumu, seçilen tedavi yöntemi, hastanın tedaviye verdiği yanıt gibi birçok faktöre bağlıdır. Rektum kanseri ne kadar yaşar? gibi bir sorunun yatını kesin değildir ve hastadan hastaya değişmektedir.
Rektum kanseri yaşam süresi istatistikleri çok genel tahminlerdir ve çok dikkatli yorumlanması gerekir.
Dünyada yapılan genel istatistiklere göre 5 yıl sağ kalım oranları şu şekildedir
Rektum Kanseri 1. Evre 5 yıl sağ kalım %80- 88
Rektum Kanseri 2. Evre 5 yıl sağ kalım %60 - %81
Rektum Kanseri 3. Evre 5 yıl sağ kalım % 40-75
Rektum kanseri 4 Evre(Rektum kanseri son evre) 5 yıl sağ kalım %8-13
Rektum Kanseri Tedavisinden Sonra Takip Nasıl Olmalıdır?
Rektum kanserini teşhis etmek veya rektum kanserin evresini bulmak için yapılan testlerin bazıları tedaviden sonra da tekrarlanabilir. Tedaviye devam edilip edilmeyeceği veya değiştirileceğine ilişkin karar bu testlerin sonuçlarına dayanabilir.
Rektum kanser tedavisinden sonra, kanserin nüks edip etmediğini kontrol etmek için karsinoembriyonik antijen miktarlarını ölçmek, kolonoskopi, sigmoidoskopi gibi tetkikler tekrarlanabilir.
Rektum Kanseri Önlenebilir mi?
Rektum kanseri kolon kanseri gibi önlenebilir bir kanserdir. Rektum kanseri, rektum duvarında iyi huylu olan rektum poliplerinden gelişebilmektedir. Bu poliplerin kolonoskopi ile tespiti ve çıkarılması rektum kanser riskini azaltmaktadır. Aile geçmişi de göz önüne alınarak 45 yaştan sonra rektum kanseri taraması yapılması hayati önem taşımaktadır. En doğru ve etkili tarama testi kolonoskopidir.
Tarama kontrollerinin yanında beslenme şeklinin de rektum kanseri ile ilişkili olduğunu gösterir bilimsel birçok çalışma bulunmaktadır. Lif bakımından yüksek tam tahıllar, meyve, sebze, fındık gibi düşük yağ oranlı besinlerin tüketilmesi rektum kanseri gelişme riskini azaltabilmektedir.
Genel olarak rektum kanserini önleyebilmek için;
Rutin kolorektal taramalar ihmal edilmemeli
Kilo kontrolü sağlanmalı
Hareketli bir yaşam tercih edilmeli. Egzersiz ve spor düzenli olarak yapılmalı
Salata yeşillikleri, domates, soğan, brokoli, patlıcan, havuç, sarımsak gibi sebzeler kavun, elma, armut, portakal, muz gibi meyveler sıkça tüketilmelidir. Ayrıca yulaf, siyah pirinç, arpa, yabani pirinç, mercimek, fasulye gibi gıdalar beslenme düzenine eklenmelidir.
Kırmızı et, işlenmiş et, fast food tarzı beslenmeden uzak durulmalıdır.
Alkol ve sigara bırakılmalıdır.
Rektum Kanseri Beslenme
Rektum kanseri tedavisinden önce, tedavi sırasında veya sonrasında dengeli beslenmek kişinin kendisini iyi hissetmesine, gücünü korumasına katkı sağlayarak iyileşmeyi hızlandırabilir.
Kilo kontrolünüzü sağlayın. Kemoterapi, radyoterapi ve rektum kanseri ameliyatı gibi tedaviler genellikle istenmeyen kilo kaybına neden olabilir. Kötü ve dengesiz beslenme vücudun enfeksiyonla savaşma yeteneğinin azalmasına neden olabileceğinden, tedavi sırasında aşırı kilo kaybını önlemek önemlidir.
Gün boyunca küçük, sık yemekler yiyin. Sık sık küçük öğünler tüketmek vücudunuzun tedaviye tolerans gösterecek kadar kalori, protein ve besin almasını sağlar. Küçük öğünler mide bulantısı gibi tedaviyle ilişkili yan etkilerin azaltılmasına da yardımcı olabilir.
Protein yönünden zengin yiyecekleri seçin. Protein vücudun hücre ve dokuları onarmasına yardımcı olur. Ayrıca bağışıklık sisteminin hastalıktan kurtulmasına yardımcı olur. Tüm öğünlerde ve atıştırmalıklarda yağsız protein kaynağı ekleyin. İyi yağsız protein kaynakları şunlardır:
Tavuk, balık veya hindi gibi yağsız et
Yumurtalar
Süt, yoğurt ve peynir gibi az yağlı süt veya süt ürünleri
Kuruyemiş
Fasulyeler
Soya gıdaları
Beslenmenize tam tahıllı yiyecekleri dahil edin. Tam tahıllı gıdalar, enerji seviyenizi yüksek tutmaya yardımcı olan iyi bir karbonhidrat ve lif kaynağı sağlar.
Tam tahıllı gıdaların iyi kaynakları şunlardır:
Yulaf ezmesi
Kepekli ekmekler
Esmer pirinç
Tam tahıllı makarnalar
Her gün çeşitli meyve ve sebzeler yiyin . Meyve ve sebzeler, vücuda antioksidanlar sunar ve bu da kansere karşı savaşmaya yardımcı olabilir. En yüksek faydayı elde etmek için çeşitli renkli meyveler ve sebzeler seçin.
Sağlıklı yağ kaynaklarını seçin . Kızartılmış, yağlı ve yağlı yiyeceklerden kaçının
Tatlıları sınırlayın.
Su içmeyi unutmayın. Kanser tedavisi sırasında yeterince sıvı içmek su kaybını önlemek için önemlidir.
Bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklere dikkat edin. Kolorektal kanser ve tedavileri genellikle ishal, kabızlık, şişkinlik ve gaz gibi bağırsak alışkanlıklarında değişikliklere neden olabilir. Bağırsak alışkanlıklarınızdaki herhangi bir değişikliği doktorunuzla paylaşın.
Herhangi bir vitamin veya takviye almadan önce sağlık ekibinizle konuşun
Rektum Kanseri Nedir?
Rektum kalın bağırsağın anüse doğru uzanan 15-20 cm’lik kısmına verilen isimdir. Sindirim sonucu yiyecekler posa haline getirilir ve kalın bağırsağın kolon isimli kısmında su ve mineraller emilir. Ardından sindirim atığı olan posa rektuma doğru ilerler. Sindirimin son basamağında anüsten dışkılama ile posa dışarı atılır.
Rektum kanseri, rektum hücrelerinin yapılarının bozularak kontrolsüzce büyümeleri sonucu ortaya çıkan kanser türüdür. Rektum kanseri ve kolon kanseri birlikte kolorektal kanserler olarak da isimlendirilirler. Kolorektal kanserlerin yaklaşık %20’sini rektum kanseri oluşturur. Rektum kanseri ve kolon kanserini birbirinden ayıran temel özellik yerleşimin farklılığıdır. Rektumda kolondan farklı olarak seroza tabakası yer almaz. Bu nedenle rektum kanserinin çevresel dokulara yayılma hızı kolon kanserine oranla daha yüksek olmaktadır.
Nedenleri
Rektum Kanseri Nedenleri
Rektum kanserinin nedenleri, kolon kanseri nedenlerine benzemektedir. Yapısal ve kalıtımsal nedenlerin dışında, rektum kanserine neden olan şeyler çevresel etkiler ve kişinin yaşam alışkanlıklarıdır. Sağlıksız bir beslenme düzeni; tüm sindirim sistemi organlarını olumsuz etkiler ve rektum kanserinin en önemli nedenlerinden biridir.
Özellikle 1. Derece akrabalarda kolorektal kanserlerden görülmesi, kişi için rektum kanseri nedenlerinden biridir.
Lif yönünden fakir olan kırmızı etin ve hayvansal ürünlerin çok tüketilmesi bağırsakların sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bağırsakların sağlıklı işleyişi için lifli gıdalara ihtiyacı vardır. Her gün yeterli miktarda sebze ve meyve tüketmek bağırsak sağlığının korunmasına dolayısıyla rektum kanserinin önlenmesine yardımcı olur.
Yüksek oranda karın ve pelvik bölgeden radyasyon almak, rektum kanserinin nedenlerinden biridir. Başka hastalıkların tedavisi amacıyla karın bölgesine uygulanan radyoterapi uygulamalarının ardından rektum kanseri olma olasılığı yükselmektedir.
Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına sahip olmak; mümkünse geceleri 7-9 saat aralığında uyumak, sağlıklı sebze ağırlıklı beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak, stresi yönetmek tüm vücudun direncini artıracaktır.
Rektum Kanseri Risk Faktörleri
Kolon kanserinde olduğu gibi rektum kanserinde de polipler kanser oluşma riskini artırır. Rektum kanserinde ayrıca Ailesel Adenomatöz Polipozis (FAP) ve Herediter Non-Polipozis Koli Lynch Sendromu gibi hastalıklar risk faktörlerini oluştururlar.
Rektum kanserinin risk faktörleri şunlardır:
Kalıtımsal faktörler ve ailede kolorektal kanser öyküsü
Hayvansal yağların ve kırmızı etin yoğun tüketimi
Lif yönünden zengin olan bitkisel ürünlerin yetersiz tüketimi
FAP (Ailesel Adenomatöz Polipozis)
Lynch Sendromu
Yoğun alkol kullanımı
Sigara kullanımı
İlerlemiş yaş
Hareketsiz yaşam
İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları (Crohn ve Ülseratif Kolit)
Yüksek Radyasyon Maruziyeti
Obezite
Belirtiler
Rektum Kanseri Belirtileri
Rektum kanseri, kolon kanserinde olduğu gibi uzun bir süre tipik belirtiler vermeyebilir. Rektum kanserinin erken belirtileri şu şekildedir:
Dışkıda kan görülmesi
Dışkılama alışkanlıklarında değişim, çoğunlukla kabızlık
Dışkıda mukus bulunması
Dışkılama sonrası rahatlayamama hissi
Gaz ve şişkinlik
Rektum kanserinin ilerlemiş evrelerinde belirtileri şu şekildedir:
Özellikle sol karın bölgesinde şiddetli ağrı
Planlanmamış kilo kaybı
Kan kaybına bağlı olarak kansızlık
Halsizlik ve geçmeyen yorgunluk
Tanı Yöntemleri
Rektum Kanseri Tanı Yöntemleri
Rektum kanserinin tanısı için, hekim tıbbi öyküye ve aile hastalık geçmişine başvuracaktır. Bunun ardından fizik muayene ve kolon ya da rektum kanserinden şüphelenmesi halinde bir takım tetkikler isteyecektir.
Rektum kanserinin tanısı kolonoskopi, rektoskopi, sigmoidoskopi, sanal kolonoskopi gibi endoskopik tetkikler sırasında örnek alınarak yapılır. Biyopsi ile endoskopik uygulamalar sırasında alınan örnekler patoloji laboratuvarında değerlendirilir. Rektum kanserinin kesin tanısının ardından, kanserin evresi ve diğer değerlendirmeler için görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Tüm karın BT, Akciğer filmi, Ultrasonografi, MR, ERUS, PET hastalığın evresinin ve tümörün derecesinin saptanması için başvurulan diğer tetkiklerdir. Bu tetkiklerin ardından tedavi planı oluşturulur.
Hastalığın seyri ve vücuda olabilecek diğer etkilerini saptamak için tam kan sayımı, biyokimyasal tetkikler gibi kan testleri de kullanılır. Bu kan testlerinden bir tanesi olan CEA (karsinoembriyonik antijen) tetkiki kalın bağırsak kanserlerinde yükselen bir belirteçtir ve hastalığın tanı ve takibinde kullanılabilmektedir.
Tedavi Yöntemleri
Rektum Kanseri Tedavi Yöntemleri
Rektum kanserinin birincil tedavi yöntemi ameliyat yani cerrahidir. Cerrahi tedaviye ek olarak gerekli durumlarda radyoterapi ve kemoterapi tedavileri uygulanabilir.
Rektum kanserinin tedavi planlaması için hastalığın evresi ve seyri belirleyici olmaktadır. Özellikle erken evre rektum kanserinin tedavisinde, tümörden etkilenmiş alana uygulanacak cerrahi müdahaleler tercih edilir. Tümörün bulunduğu bölgenin ve tümörün yapısına bağlı olarak laporoskopi tekniğiyle cerrahi tedavi uygulanabilir. Uygulanan cerrahi operasyon tümörlü dokular ve bölgedeki lenf bezleri alınır.
Rektum kanserlerinde ameliyat öncesi ve ameliyat sonrasında radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanabilir. Hemen her kanser türünde olduğu gibi rektum kanserinde de erken evrelerde tedavinin başarı olasılığı yüksektir. Rektum kanserinin ileri evrelerinde, tümörden etkilenmiş diğer doku ve organlar için de cerrahi müdahale gerekebilir. Bu gibi durumlarda; hastanın ve hastalığın seyrine, kanserin evresine, tümörün yayılım durumuna göre hekim uygun tedavi yöntemlerini belirleyecektir.
Rektum Kanserinden Korunma Yolları
Rektum kanserinden korunmak için genel vücut sağlığını iyileştirecek alışkanlıklar edinmek, zararlı alışkanlıkları hayatımızdan çıkarmak gereklidir. Rektum, sindirim siteminin bir parçası olduğundan beslenme alışkanlıkları rektum kanserinden korunmak için önemlidir. Sindirim sisteminin sağlığı için; yeterli lif alımı, gün içinde yeterli su tüketimi, işlenmiş, yağda kızartılmış gıdalardan uzak durmak ve sebze yönünden zengin beslenmek gereklidir.
Sağlıklı beslenmek, lif yönünden zengin beslenmek, özellikle kırmızı et ve hayvansal ürünlerin alımını sınırlandırmak
Sigara kullanımından kaçınmak, dumanına maruz kalmamak
Alkol kullanımını sınırlandırmak
Stresi yönetmek
İdeal kiloyu korumak,
Düzenli egzersiz yapmak ve aktif bir hayat stili oluşturmak
Tarama testlerini yaptırmak
Endoskopik Tümör Tedavileri (ESD)
ESD Nedir?
Sindirim sistemindeki tümör ve polipler erken aşamada yüksek çözünürlüklü endoskoplar kullanılarak çok erken aşamalarda saptanabilmektedir. Polipler ve erken aşamada saptanan tümörler ise artık ameliyata gerek kalmaksızın endospik yöntemlerle alınabilmektedir. Endoskopik Submukozal Diseksiyon yöntemi (ESD), sindirim sistemindeki erken evre kanserlerin ve poliplerin ameliyatsız bir şekilde çıkarılmasında kullanılan bir yöntemdir.
Hangi hastalıklarda uygulanmaktadır?
Sindirim sistemi kanserleri Türkiye'de ve dünyada en sık görülen kanser türleri arasında yer almaktadır. Özellikle yemek borusu, mide ve bağırsaklarda görülmektedir. Sindirim sistemi kanserlerini erken evrelerde ileri endoskopik yöntemlerle tedavi edebilmek mümkündür. Yemek borusu, mide, ince bağırsak ve kalın bağırsakta ortaya çıkan, erken evre olarak adlandırılan yani belirli bir aşamayı geçmediği düşünülen lezyonlarda ESD yöntemi güvenle kullanılmaktadır. Erken dönemde kanserli ya da kanser öncülü lezyonlar bu işlemle alınabilmektedir
Avantajları nelerdir?
Vücutta bir kesi oluşturmadan, ameliyatsız yapılan bu işlemde hastalar çoğunlukla aynı gün içerisinde veya birgün sonrasında hastaneden taburcu edilmektedir. ESD yöntemi başarı oranı yüksek, komplikasyon oranının da düşük olması sayesinde, erken aşamadaki polip ve tümörlerin çıkarılmasında artık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. İleri yaştaki bireyler, kalp, böbrek rahatsızlığı ya da farklı sistemik hastalıkları olanlarda endoskopi ile yapıldığı ve ameliyat gerektirmediği için de özellikle tercih edilmektedir.
Yine bu yöntemlerle, derine inmemiş, erken evre yüzeyel kolon-mide-yemek borusu kanserleri de tedavi edilebilmektedir. Böylece cerrahi bir operasyonlara maruz kalmadan tedavi mümkün olabilmektedir. Erken evre yüzeyel kanserlerin derinliğini ölçebilmek için ise teknolojik ön incelemeler kullanılmaktadır. Optik boyama yapabilen özelleşmiş endoskoplar, özel boyamalar ile (Kromoendoskopi), büyütme özelliklerine sahip magnifiye endoskoplar ve endoskopik ultrasonun kullanıldığı inceleme yöntemleri ile kolonun iç yüzeyinin yanı sıra, kolon duvarları incelenerek tümöral yapının derinliği doğrudan ölçülebilmektedir.
Nasıl uygulanmaktadır?
ESD işlemi yüksek çözünürlüklü video kamera ve diğer cihazlarla donatılmış, endoskop ismi verilen cihazlarla yapılmaktadır. İşlem kalın bağırsak bölgesinde yapılacaksa kolonoskopi hazırlığında olduğu gibi hasta doktorun önereceği şekilde çeşitli ilaçlarla bağırsak temizliği yapmış olmalıdır. Mide, ince bağırsak ya da yemek borusu bölgesinde uygulama yapılacak ise en az 8 saatlik açlık yeterli olmaktadır. ESD, endoskopi ünitesinde genel anestezi altında uygulanmaktadır.
Ucunda yüksek çözünürlüklü kamera olan ince bir boru olarak adlandırabileceğimiz endoskopla ilgili bölgeye girilmektedir. Endoskopun kanalı içerisinden geçirilen özel endoskopik kesiciler ve özel kan durdurucu aletlerle lezyon tamamen çıkartılır.
Avantajları nelerdir?
ESD erken evre sindirim sistemi kanserlerinin tedavisinde kullanılan ameliyatsız bir işlemdir. Endoskopik olarak uygulanmaktadır. Vücuda herhangi bir kesi yapılmamaktadır. Hastalar işlemden birkaç saat sonra yürümeye başlamakta, kendilerini herhangi bir uygulama yapılmamışçasına iyi hissetmektedirler.
Kanser hastalarında bu işlem sonrası kemoterapiye ihtiyaç bulunmamaktadır. Ancak lezyon çıkarıldığında çok derin kas dokusuna kadar tuttuğu ortaya çıkarsa cerrahi ve onkoloji uzmanları ile birlikte yeni bir değerlendirme yapılmaktadır.
ESD’de lezyon kazıma işlemi ile çıkarıldığı için doğru evreleme yapılabilmektedir. Kanser eğer erken aşamadaysa tedavi edici bir işlemdir. Erken aşamada değilse de hastalığın evresinin ve izlenecek tedavi yolunun belirlenmesinde yardımcıdır.
ESD'ye ilişkin sık sorulan sorular
İşlem ne kadar sürer?
Polipin, lezyonun, erken evre tümörün nereye yerleştiğine, büyüklüğüne, endoskopik görüntüsüne bağlı olarak yarım saat ile birkaç saat arasında sürebilmektedir.
Hastanede yatış gerekir mi?
ESD sonrası hastanın genel durumunu takip edebilmek için 1 gece hastanede yatması gerekmektedir.
İşlem sonrası beslenme düzeninde nelere dikkat edilmelidir?
Hastalara ilk olarak sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenmesi önerilmektedir. Yağlı, baharatlı yiyecekler yerine yoğurt, çorba, muhallebi, komposto, sebze yemekleri gibi daha çok sıvı yumuşak yemekler tüketilmelidir.
Polipler mutlaka alınmalı mı?
Polip anormal doku büyümesidir. Sindirim sisteminde büyüdüğü zaman bunun özellikle belli tipleri sindirim sistemi kanserlerine sebep olmaktadır. Midede bu süreç biraz daha hızlı gerçekleşmektedir. Kalın bağırsakta polipten tümör olma aşamasına geçene kadar 5-6 yıllık bir ortalama süreç gözlemlenebilmektedir. Ancak risk oluşturabileceği için polipler mutlaka alınmalı ve patolojik incelemeye gönderilmelidir.
Polip oluşumu için risk faktörleri nelerdir?
Polip oluşumunda ailesel faktörler oldukça etkilidir. 1. ya da 2. derece yakınlarında polip öyküsü olan kişiler bu konuda dikkatli olmalıdır. Sigara ve alkol kullanımı, obezite, fast food tüketimi, yağlı karbonhidratlı yiyecekler aşırı miktarda tüketilmesi gibi polip gelişmesi yanlış beslenme alışkanlıkları polip oluşumu için risk faktörleridir.
Kalın bağırsakta görülen poliplerden nasıl korunulur?
Kalın bağırsak kanserleri hiçbir belirti vermeyebilir. Hiç belirti vermeden karaciğerde dağılmış bir şekle gelene kadar ilerleyebilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmasa da 45 yaşından sonra mutlaka tarama programlarına girilmesi önerilmektedir. Gaitada gizli kan testi, fit adı verilen “fekal immünokimyasal test” bağırsakta polip olup olmadığına işaret etmesi açısından önem taşımaktadır. Ancak en duyarlı yöntem endoskopik incelemelerdir.
Kalın bağırsakta polip olduğu anlaşılabilir mi?
Kalın bağırsakta kanama, bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler kabız ya da ishal görülebilir. Dışkıda incelme olmaya başlayabilir. Karın ağrısı, bazen karında şişlik gaz gibi şikayetler olmaya başlayabilir. 45 yaş altındakilerde de bu tablolar önemsenmelidir.
Mide kanseri ve lezyonları belirti verir mi?
Mide kanserlerinde veya erken evreleri lezyonlarda bulantı, kusma görülebilir. Tümör midenin üst kısmına yerleştiyse yutma güçlüğü, ağızdan kan gelmesi, dışkıdan kan gelmesi ya da dışkının siyah olması da belirtiler arasındadır. İlaç tedavisine yanıt vermeyen karın ağrıları da dikkate alınmalıdır.
Mide kanseri ve poliplerinde ESD uygulanabilir mi?
ESD işleminin sindirim sisteminde uygulanması için tümörlerin erken aşama saptanması ilk koşuldur. Erken aşamada saptanan mide kanserlerinde de ESD yöntemi uygulanmaktadır.
Kalınbağırsak, rektum kanseri ve poliplerinde ESD uygulanabilir mi?
Kalınbağırsakta saptanan erken evre tümörlerin ve iki cmden daha büyük, geniş tabanlı poliplerin tamamen çıkarılması için ESD yöntemi kullanılır. Daha önceleri ameliyat ile yapılan bu işlemler endoskopik yöntemle yapılarak lezyonlar çıkarılabilir.
