Karaciğer Hastalıkları

Karaciğer Nedir?

Karaciğer vücudun en büyük organı aynı zamanda hücreler için gerekli maddelerin üretildiği, zararlı toksinlerin temizlendiği organımızdır. Yaşamsal fonksiyonları destekleyen ve vücudun pek çok işlevini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesi için hayati bir organımızdır.  

Karaciğer Nerede?

Karaciğer, karın boşluğunun sağ üst kısmında, akciğerin altında bulunan diyaframın altında yer alan, göğüs kafesi sağ altındaki alanın büyük bölümünü kaplayan, yaklaşık 1.4 kg ağırlığa sahip olan, kırmızımsı kahverengi  renkte olan vücudun en büyük organıdır.

Karaciğer Ne İşe Yarar?

Karaciğerin temel görevi toksinleri vücuttan uzaklaştırmasıdır. Karaciğer mide ve bağırsaklardan gelen kanı alır,  kan pıhtılaşmasını düzenler, besinleri parçalar ve ihtiyaca göre sentezler, vücudun yiyecekleri sindirmesine yardımcı bir sıvı olan safrayı üretir. Ayrıca vücudun kullanabileceği proteinleri, karbonhidratları ve yağları metabolize eder.
Özetle aslında karaciğer metabolizmayı, bağışıklığı, sindirimi, toksin atılımını ve vitamin depolamayı da içeren bir çok işlevden sorumludur.
Karaciğerin en hayati faydaları şöyle sıralanabilir:
    •    Karaciğer toksinleri vücuttan uzaklaştırır
    •    Besinlerin sindirilmesine yardım eden safrayı üretir
    •    Protein, karbonhidrat ve yağları metabolize eder
    •    Kan pıhtılaşmasına yardımcı olan maddeleri üretir
    •    Vücuttaki kan miktarını düzenlemekle görevlidir
    •    Karaciğer glikojen ve vitaminleri depolar

Tüm bunların önemi yaşamsal fonksiyonlar açısından çok önemlidir. Çünkü kişi karaciğeri olmadan yaşamını sürdüremez. Karaciğer sağlığının korunması hayati olarak büyük önem taşır. Karaciğerde ortaya çıkan bazı hastalıklar sağlığı tehdit eder.

Karaciğer Hastalıkları Nelerdir?

Bilinen ve yaygın görülen başlıca karaciğer hastalıkları hepatit, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri  karaciğer kistleri, karaciğer tümörleri, hemokromatoz ve Wilson hastalığı sayılabilir.
Karaciğerde ortaya çıkan ve yaşamı tehdit edebilecek hastalıklar ise:
    •    Hepatit A, B, C
    •    Siroz
    •    Karaciğer yetmezliği
    •    Karaciğer kanseri
    •    Karaciğer kistleri
    •    Hemokromatoz
    •    Wilson hastalığı
    •    Kolestaz
    •    Karaciğer büyümesi

Hepatit

Hepatit A, B ve C hastalığı karaciğeri etkileyen viral bir enfeksiyondur. Aynı zamanda karaciğer iltihaplanması olarak da bilinen hepatit enfeksiyon, alkol, bazı ilaçlar veya bağışıklık sisteminin düşüklüğüne bağlı olarak ortaya çıkar.

Siroz

Genellikle aşırı alkol tüketimine bağlı olarak meydana gelen siroz, karaciğerin kalıcı olarak hasar gördüğü ileri evre bir karaciğer hastalığıdır. Zamanla yaşamı tehdit eden bir noktaya gelebilir.

Karaciğer Yetmezliği

Karaciğer yetmezliği, genellikle karaciğerin büyük bir bölümünün geri dönüşümsüz hasara uğraması ile birlikte karaciğerin işlevinin önemli bir kısmını kaybetmesi  sonucu oluşur. Hızlı bir şekilde müdahale edilmeyip tedavisinde gecikildiği durumlarda karaciğer yetmezliği ölümle sonuçlanabilir.

Karaciğer kanseri

Karaciğer kanseri tümör hücrelerinin karaciğerdeki hücrelerden gelişmesi ve kontrolsüz bir şekilde bölünmesi sonucunda meydana gelir ve tehlikeli bir kanser türüdür. Erken evrede fark edildiğinde hızla tedavi gerektiren karaciğer kanseri, karın ağrısı ve karında şişkinlik, kilo kaybı, sarılık, gastrointestinal kanama ve halsizlik gibi belirtilerle görülür.

Karaciğer yağlanması

Karaciğerde çok fazla yağ birikmesine karaciğer yağlanması  adı verilir. Karaciğer yağlanmasına neden olan faktörlerin başında obezite, diyabet ve yoğun alkol tüketimi gelir. Karaciğerde kalıcı hasara yol açmaması adına karaciğer yağlanmasının önüne geçilmelidir. Bunun çözümü de sağlıklı beslenmektir.

Karaciğer kistleri

Karaciğerde ortaya çıkan içi sıvı dolu keseciklere karaciğer kisti adı verilir. Bu kesecikler genellikle iyi huyludur.

Hemokromatoz

Vücutta aşırı demir birikmesi durumu olan hemokromatoz, kronik karaciğer hasarına yol açabilir.

Wilson hastalığı

Bakır metabolizmasının bozulması sonucu vücutta aşırı bakır birikmesi ile oluşan genetik bir hastalık olan wilson hastalığı karaciğer ve beyin başta olmak üzere daha pek çok organda biriken bakırın yol açtığı organ hasarları sonucunda çeşitli bulgulara yol açar.

Kolestaz

Vücudun safra sisteminde safra akışının yavaşlaması ve durmasıyla görülen ve karaciğerdeki bir probleme işaret eden kolestaz  aynı zamanda safra kanallarında da tıkanma gibi bir sorun olduğunun göstergesidir.

Karaciğer büyümesi

Karaciğerin normal boyutunun üzerine çıkması karaciğer büyümesi olarak ifade edilir. Çoğunlukla karaciğer yağlanmasında ve depo hastalıklar sonucunda meydana gelir. 

Karaciğer Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Karaciğer hastalığının türüne göre belirtiler farklılık gösterse de birtakım ortak belirtiler söz konusudur. Karaciğer hastalığının yaygın belirtileri arasında sarılık, idrarda koyuluk, dışkı renginde solukluk, mide bulantısı, karın ağrısı, mide kanaması, ödem, yorgunluk, vücutta morarmalar ve kilo kaybı yer alır.
Karaciğer hastalıklarında görülen yaygın belirtiler şu şekildedir:
    •    Sarılık
    •    İdrar renginde koyulaşma
    •    Dışkının soluklaşma
    •    Mide bulantısı ve kusma
    •    Karnın sağ üst tarafında ağrı
    •    Cilt kaşıntısı
    •    Aşırı kilo kaybı
    •    Vücutta belirgin ödem
    •    Mide kanaması
    •    Yorgunluk
    •    Vücutta morarmalar

Sarılık

Karaciğerdeki safra üretiminin gerçekleşmemesi ve kandaki bilirubin miktarının artması sonucunda karaciğerde sorun ortaya çıkar. Bunlara bağlı olarak göz akında ve ciltte renk değişimi meydana gelir ve sarılık görülür.

İdrar renginde koyulaşma

Hastalığın türüne göre değişse de genellikle karaciğer hastalarında idrar rengi normalden daha koyu bir görüntüye sahiptir.

Dışkının soluklaşması ve kan gelmesi

Bilirubinin safra ile sindirime katılıp dışkı yoluyla dışarı atılamaması karaciğer hastalarının dışkılarında soluklaşmayı ortaya çıkarabilir. Ayrıca karaciğer hastalıklarında kanın pıhtılaşması sürecinde sorun meydana gelebileceği için kan pıhtılaşması zorlaşır ve dışkıda kanama meydana gelebilir.

Mide bulantısı ve kusma

Başta siroz olmak üzere bazı karaciğer hastalıklarında kişi mide bulantısı ve kusma şikayetiyle mücadele edebilir.

Karnın sağ üst tarafında ağrı

Karın boşluğunda asit birikmesi karaciğer hastalıklarında görülen bir durumdur. Buna bağlı olarak zamanla şiddeti artabilen karın ağrısı belirtisi de karaciğer hastalığı belirtisi kabul edilir.

Ciltte kaşıntılar

Özellikle karaciğer hastalıklarının son evresinde ciltte kaşıntılar ortaya çıkabilir. Bu kaşıntılar kişiyi rahatsız edecek boyuta ulaşabilir.

Aşırı kilo kaybı

Karaciğer fonksiyonlarının zamanla azalmaya başlamasıyla safra yolun safra akışı durur. Karaciğer artık safrayı ince bağırsağa etkili bir şekilde üretemez veya iletemez. Bunun yerine safra, kan dolaşımına sızmaya başlar. Bunun yansıma olarak da aşırı bir kilo kaybı ortaya çıkabilir.

Vücutta belirgin ödem

Karaciğerin işlevini yitirmesiyle birlikte özellikle ileri evrelerde bazı kan hücrelerinin üretimi azalır. Kan akışının yetersiz olması sebebiyle özellikle bacaklarda belirgin bir şekilde gözlemlenen ödem (şişlik) görülebilir.

Karaciğer Hastalıkları Nasıl Teşhis Edilir?

Karaciğer hastalıklarının teşhisi için öncelikle kişiden kan örneği alınır ve kan testi yapılır. Bununla birlikte karaciğer fonksiyon testleri, karın ultrasonu, BT taraması, elastografi, endoskopi ve gerek duyulursa karaciğer biyopsisi yapılabilir. Bu konuda en doğru kararı hastanın durumuna göre doktor karar verecektir.

Karaciğer Hastalıklarının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Karaciğer hastalıklarının tedavisi, hastalığın türüne bağlı olarak değişir. Ancak tedavi noktasında genel resme bakacak olursak kişinin yaşam tarzını değiştirmesi, sağlıklı beslenmesi ve hastalığa göre doktorun önerdiği ilaçları düzenli bir şekilde kullanması çözüm yöntemleridir.
Örneğin, antiviral ilaçlar viral hepatiti tedavi ederken, kortikosteroidler ve immünosüpresanlar ise otoimmün hastalıkları tedavi eder. Ancak birçok hastalık için geçerli olan durum yaşam tarzı değişiklikleridir.
Özellikle karaciğerdeki toksik yükü azaltmak birçok karaciğer hastalığı için önemlidir ancak aşırı yağ depolanması olan karaciğer yağlanmasının önüne geçmek için alkol veya diğer toksinlerden uzak durmak gerekir.

Karaciğer Hastalığı Belirtileri Hakkında Sık Sorulan Sorular

Karaciğer hastalıkları nasıl belli olur?

Karaciğer hastalığı için ortak kabul edilebilecek belirtiler sarılık, koyu renkli idrar, dışkı renginin soluklaşması, ödem, mide bulantısı, karın ağrısı ve tükenmişlik hissidir.

Karaciğer hastalığının ciltteki belirtileri nelerdir?

Karaciğer hastalıklarının ciltte ortaya çıkardığı en belirgin semptom sarılıktır. Sarılığın yanı sıra ciltte kaşıntı, tırnaklarda bozulmalar ve kimi hastalarda ise saç dökülmesi de görülebilir.

Karaciğer hastalıkları için hangi değerler önemlidir?

Yapılan kan tahlilinde ALT, AST, bilirubin, Albümin, ALP, GGT, LDH, PTT ve 5’-nükleotidaz değerlerine bakılır ve karaciğerin işlevi ölçülür.

Karaciğer hastaları nasıl beslenmeli?

Karaciğer hastalığı olan kişiler sağlıklı beslenmeli ve karaciğer sağlığı açısından faydalı besinleri tüketmelidir. Bu besinlerin başında enginar, baklagiller, elma, greyfurt, avokado, limon, havuç, yeşil yapraklı sebzeler ve sarımsak gelir. Bunların çoğu antioksidan etkisiyle karaciğeri temizler.
Diğer yanda kronik karaciğer hastaları ve özellikle siroz hastalarında özel beslenme programı uygulanmalıdır ve hastalar bu programa riayet etmelidir. Sağlıklı bireylere göre bir buçuk misli enerji ve protein gereksinimleri olan karaciğer hastalarının gereksiz yere protein ve diyet kısıtlamasına yönelmesi beslenme yetersizliğine ve hastalığın ilerlemesine neden olabilmektedir.

Karaciğer hastalarının uzak durması gereken besinler nelerdir?

Karaciğer hastalıklarıyla mücadele eden kişiler fastfood, hazır market ürünleri, sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş ürünlerden uzak durmalıdır. Bunlarla birlikte çay şekeri, çikolata, bal, reçel, kola, gazoz gibi basit şekerli gıdalar az tüketilmelidir. Basit şekerler kan şekerinin hızlı yükselip düşmesine neden olur. Bunun yerine kan şekerinde ılımlı yükselmeye neden olan ve kan şekerinin uzun sürede istenen düzeyde kalmasını sağlayan bileşik şekerli gıdalar önerilir.

Yağlı Karaciğer Hastalığı

Karaciğer Yağlanması Nedir? Ne İyi Gelir? 

Toplumdaki fast food tipi beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı, başta obezite olmak üzere çok çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir.  Bu sorunlardan  bazıları uzun vadede genel sağlığımızı bozabilmektedir. Bu problemlerinden biri de karaciğer yağlanmasıdır.

Karaciğer Yağlanması Nedir?

Karaciğer, vücudumuzda gerçekleşen çok sayıda metabolik olayın merkezi olan ve vücuda alınan tüm gıdaların ve maddelerin ilk işlendiği, metabolize edilerek vücutta kullanım şekline göre kana verildiği veya vücuttan temizlenerek atıldığı temel organdır. Özellikle yağ üretimini tetikleyecek çeşitli gıdaların veya kimyasalların vücuda çok miktarda alınması sonucu, karaciğerde metabolize olmalarını takiben yağ üretimi ciddi oranda artmaktadır. 

Özellikle karaciğer hücrelerinin çevresindeki bu yağ artışı, klinikte karaciğer dokusunun yağ dokusuyla çepeçevre sarmalanması ile sonuçlanır. Nihayetinde, karaciğerin çeşitli fonksiyonlarında bozukluğa sebep olacak şekilde yoğun yağ dokusunu biriktiği bir karaciğer ortaya çıkar.
 
Karaciğer yağlanması klinikte çeşitli evrelerden meydana gelir. 
    •    Basit yağlı karaciğer: Karaciğer yağ oranında artmıştır
    •    Steatohepatit: Karaciğerde ciddi yağlanma ile birlikte, iltihabi reaksiyonlar mevcuttur.
    •    Fibrozis: İltihabi reaksiyonla beraber karaciğerde fibrotik çekilme ve büzülmeler meydana gelir.
    •    Siroz: Karaciğer dokusunun büyük miktarda hücre kaybı
ve fibrotik bantlarla sarılması sonucu karaciğer yetmezliği meydana gelir.

Karaciğer Yağlanmasının Belirtileri Nelerdir?

Genellikle karaciğer yağlanması klinikte belirtiye neden olmaz. Sıklıkla rutin kan tetkikleri veya görüntüleme yöntemleri sırasında tesadüfen saptanır. Bununla beraber, sağlıklı karaciğer dokusunda, bahsedilen görevleri yapan karaciğer hücrelerinin yerini yağ hücreleri aldıkça; hem karaciğerin temel fonksiyonlarında aksaklıklar meydana gelir, hem de mevcut karaciğer hücrelerinin giderek  kaybedilmesine yol açar. Bu iki durum  sonucunda  karaciğer yağlanmasının belirtileri görülmeye başlar.  

Karaciğer yağlanmasına bağlı fonksiyon bozukluklarının belirtileri:
    •    İştahta azalma
    •    Halsizlik-yorgunluk
    •    Vücutta yaygın morluklar, uzun süren burun veya adet kanamaları
    •    Ciltte yaygın kaşıntı
    •    Gözlerde ve ciltte sarılık
    •    Ciltte yaygın sivilce veya döküntü
    •    Erkeklerde meme dokusunda büyüme
    •    Karın ağrısı
    •    Karında veya ayaklarda şişlik

Karaciğer Yağlanması Neden Olur?

Karaciğer yağlanmasının temelinde vücuttaki yağ üretiminin artması ve karaciğer hücrelerinin hasar görmesi yatar. 

Karaciğer yağlanması temel olarak alkolik ve non-alkolik karaciğer yağlanması şeklinde sınıflandırılır. Alkolik karaciğer yağlanmasında uzun süre alkol alımı sonrası vücuda giren alkol hem karaciğerde hasar oluşturur, hem de yağ üretimini tetikler. Alkolün bırakılması ile geri dönüşüm mümkündür.
 
Non-alkolik (alkol dışı nedenlere bağlı) karaciğer Yağlanması Sebepleri
    •    Obezite: Dengesiz ve yanlış beslenme ve hareketsiz hayat tarzı sonucunda vücuda alınan gıdalar yağ olarak depolanır. Sonuçta karaciğerdeki yağ dokusunda da artış meydana gelir.
    •    Alkol kullanımı
    •    Yüksek kan şekeri ve diyabet: Halk arasında gizli şeker olarak da bilinen insülin direncine bağlı yüksek seyreden kan şekeri veya diyabet hastalığındaki gibi kontrolsüz kan şekeri yüksekliği durumlarında yağ üretimi artar.
    •    Yüksek kan kolesterolü: Kandaki vücuda zararlı olan kolesterollerin artması yağ miktarında artışı tetikler.
    •    Viral karaciğer enfeksiyonları (hepatitler): Hepatit C gibi çeşitli enfeksiyonlarda karaciğer hücreleri hasar görerek yerini yağ dokusuna bırakır.
    •    Hamilelikle ilişkili yağlı karaciğer: Gebelikte bazı mekanizmalar sonucu karaciğerde ciddi yağlanma ve karaciğer hastalığı meydana gelebilir.
    •    Alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NASH): Alkol kullanmayan kişilerde çeşitli mekanizmalar sebebiyle alkol kullanımına benzer şekilde karaciğer yağlanması görülebilir.
    •    Otoimmun hepatitler: Aynı viral enfeksiyonlarda olduğu gibi bağışıklık sisteminin karaciğeri tehdit olarak algılayıp iltihap oluşturması sonucu da yağlanma ve karaciğer hasarı oluşur.
    •    Bazı romatolojik hastalıklar: Karaciğer ve safra yollarını tutan çeşitli romatolojik hastalıklarda karaciğer yağlanması ile karşılaşılır.
    •    Hızlı kilo verme: Aniden ve çok miktarda kilo kaybı vücuttaki kolesterol ve yağ dengesini bozarak karaciğerde yağlanmayla sonuçlanır.
    •    Bazı kimyasallarla zehirlenmeler: Karbon tetraklorür gibi toksik maddeler karaciğerde doğrudan hasar ve yağlanma yapabilir.
    •    Bazı ilaçların yan etkileri: Amiodoron, tamoksifen, metotreksat gibi çeşitli ilaçlar karaciğerde hasara ve yağlanmaya yol açabilir.

Karaciğer Yağlanmasının Zararları Nelerdir?

Karaciğer yağlanması tedavi edilmediği takdirde, karaciğer hücrelerinde devam eden kayıp ve hasar sonucunda karaciğer yetmezliği ve siroz gelişebilir. Bu nedenle karaciğer yağlanmasının tespit edilmesi son derece önemlidir.  Hassasiyetle tedbir alınması ve tedavi planlamasının yapılmasını gerekir.

Karaciğer Yağlanmasının Tedavisinde Neler Yapılır?

Karaciğer yağlanması tedavisi planlanabilmesi altta yatan problemin doğru tespit edilmesine bağlıdır. Bu anlamda uzman bir gastroenteroloji hekimi tarafından karaciğer yağlanması tespit edildikten sonra, altta yatan hastalığın tanısını koymaya yönelik ayrıntılı öykü alınır, fizik muayene yapılır ve ek tetkikler istenir. Tedavi ise tespit edilen duruma ve soruna göre belirlenir.

Obezite, yüksek kan şekeri veya kolesterol gibi sorunlarda öncelikle hastaya kilo vermeye yönelik hayat tarzı değişiklikleri ve diyet önerileri verilir. Hasta iyi beslenme programı belirlenmesi için diyetisyene yönlendirilir. Alkol kullanımına son verilmesi istenir. Bunların dışında tespit edilen kronik hastalıklar veya enfeksiyonlar varsa, bunlara yönelik tedavilere başlanır.

Karaciğer yağlanmasının tespit edildikten sonra giderilmesine çalışılması önemlidir. Aksi takdirde, tedavi edilmeyen yağlanmalar ilerleyerek karaciğer yetmezliğine ve siroza yol açabilir. Bu durumda, tedavi daha zor olmakta ve hayatı tehdit eden durumlar meydana gelebilmektedir.

Karaciğer Yağlanmasına Ne İyi Gelir?

Günlük hayatta alınacak çeşitli önlemlerle de karaciğer yağlanmasının önüne geçilebilir. 
    •    İdeal kiloya gelinmelidir. Bu anlamda fazla kilolu kişilerin yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanılmalı, gerekirse diyetisyen eşliğinde bir beslenme programı hazırlanmalıdır.
    •    Haftanın belirli günlerinde toplamda 150 dakika orta tempolu egzersiz yapılmalıdır.
    •    Alkol alımına son verilmelidir. Uzun süre ve düzenli alkol kullanımı yağlanmayı daha da ilerleterek siroza neden olabilir.
    •    Doymuş yağ veya trans yağ, rafine karbonhidrat içermeyen, düşük kalorili, liften zengin gıdaların tüketilmesine ağırlık verilmelidir.
    •    Yapılan çalışmalar, E vitamininden zengin gıdaların tüketilmesinin karaciğer yağlanmasına faydalı olduğunu göstermektedir.

Karaciğer Yağlanması Olan Ne Yemeli, Ne Yememelidir?

Karaciğer yağlanması olanlara tüketilmesi tavsiye edilen gıdalar şunlardır:
    •    Yeşil sebzeler: Yağ üretimini sınırlar.
    •    Balık: Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinden zengin olduğundan antioksidan etkiyle karaciğerdeki iltihabi reaksiyonu sınırlandırır.
    •    Yulaf: Lifli içeriği ile kilo vermeyi kolaylaştırırken vücuda enerji verir.
    •    Avokado: Karaciğerde biriken toksik maddelerin atılımına yardımcı olur.
    •    Zeytinyağı: Doymuş ve trans yağlara göre vücut için faydalıdır ve kilo vermeyi kolaylaştırır.
    •    Yeşil çay: Yağ emilimini azaltır, kolesterolü düşürür ve vücuttaki toksik maddelerin atılımı için yararlıdır.
    •    Mor - Kırmızı Meyveler: Ahududu ve yabanmersini gibi kırmızı renkli meyvelerin tüketilmesi faydalıdır.
    •    Kahve: Karaciğer enzimlerini düşürür.
Karaciğer yağlanması olan kişiler tarafından tüketilmemesi gereken Gıdalar
    •    Alkol: Her türlü alkol içerikli gıdadan uzak durulması gerekir.
    •    Basit şekerler: Bisküvi, meyve suları, kurabiyeler gibi şeker içerikli gıdalar tüketilmemelidir.
    •    Kızartmalar: Yağ ile kızartılmış gıdalar karaciğer yağlanması olanlar için sakıncalıdır.
    •    Tuz: Çok fazla miktarda tuz tüketimi, gıda alımını ve yağ üretimi tetikler.
    •    Beyaz ekmek, makarna ve pirinç: Karbonhidrat içeriği yüksek olan bu gıdalar vücutta yağ olarak depolanır.
    •    Kırmızı et: Kırmızı etler doymuş yağ bakımından zengindir, bu ise karaciğer yağlanması için zararlıdır.

Karaciğer  Sirozu 

SİROZ NEDİR?

Siroz, sağlıklı karaciğer dokusunun skar dokusuyla yer değiştirdiği ve karaciğerin kalıcı olarak hasar gördüğü ileri evre bir karaciğer hastalığıdır. Skar dokusu yaralanma veya uzun süreli hastalık nedeniyle oluşan bir dokudur. Siroz hastalığında karaciğer çalışmaya devam edebilir ancak skar dokusu karaciğerin düzgün çalışmasını engeller ve sağlıklı bir karaciğer dokusunun yaptığı metabolizma, kan pıhtılaşma faktörleri, protein üretimi ve ilaç ve toksinlerinin filtrelenmesi gibi görevleri yerine getiremez.

Siroz iki evreden oluşur, bunlar kompanse ve dekompanse siroz olarak adlandırılır.

SİROZ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Siroz karaciğerin bozulması işlevlerini yeterince yerine getirememesi olarak tanımlayabileğimiz bir hastalıktır. Karaciğer sirozunda karaciğerin yapısı bozulur ve içerisinde giderek artan bir nedbe dokusu gelişir. Hastalık ilerledikçe işlev gören karaciğer hücresi sayısı azalır. Karaciğer sertleşir. İçinden geçmesi gereken kana karşı direnç artar. Kan karaciğer içinde ilerleyemeyince, kanın geldiği bölgelerde (bağırsaklar, dalak) damar içi basıncı artar ve kan kendine başka yollar (özofagus ve mide varisleri gibi)  bulmaya çalışır. Tüm bunlar sonucu karaciğer fonksiyonları giderek bozulur ve karaciğer yetersizliği bulguları ortaya çıkar.

Siroz uzun süreli ve ilerleyici karakterde bir hastalıktır. Erken dönemlerde bulgular çok hafif olabilir. Karaciğerdeki hasar arttıkça bulgular da ağırlaşır. Erken dönemde en sık görülen belirtiler; iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı, halsizlik ve çabuk yorulma olup, ileri evrelerde vücutta su birikimi, bacaklarda ödem, karında şişlik, kas erimesi, ciltte çabuk morarma, kanamaya eğilim, aşırı kaşıntı, sarılık ve geçici şuur değişikliği siroz belirtisi olarak ortaya çıkar.

SİROZ NEDEN OLUR?

Karaciğer bir anlamda vücudun fabrikasıdır. Vücuda alınan tüm gıdalar karaciğerde vücut için faydalı ve gerekli ürünlerin yapımında kullanılır.  Karaciğer hücrelerinin bozulması görevini yerine getirememesi durumuna karaciğer yetmezliği veya siroz adı verilir. Sirozda vücut için gerekli protein ve maddelerin sentezi bozulur. Vucut için gerekli proteinlerden biri olan albümin sıvıların damar yatağı içinde tutulmasını ve bazı maddelerin hücrelere taşınmasını sağlar. Karaciğer fonksiyonları bozulunca albümin sentezi (yapımı) da etkilenir ve azalır. Albümin seviyesi azalınca sıvılar damar yatağında içinde tutulamaz ve dokuların arasına sızar. Bu en erken bulgu olarak bacaklarda şişme (ödem) şeklinde ortaya çıkar. Aynı mekanizma ile karın boşluğunda da sıvı birikir (assit) ve karın şişer. Zamanla akciğer zarlarında da sıvı birikimi ortaya çıkabilir. 
Siroz hastalarında en ufak çarpma ile deride morluklar oluşabilir veya kanamaya eğilim artar. Bunun nedeni, pıhtılaşma için gerekli maddelerin (pıhtılaşma faktörleri) karaciğerdeki hasar nedeni ile gerektiği kadar yapılamamasıdır. Yine karaciğerin işleyememesi sonucu bazı maddeler kanda birikir ve ciddi kaşıntılar ve şuur değişiklikleri (ensefalopati) meydana gelebilir. Bilerek ya da bilinçsizce gerçekleşen bazı davranışlar ve durumlar karaciğerde ciddi hasarlara neden olabilir. Bu davranışlar şöyle sıralanabilir:

Doktor önerisi olmadan ilaç kullanmak: Pek çok ilaç ve bitkisel ürün potansiyel olarak karaciğer hücrelerinde hasara yol açabilir. Doktor önerisi olmaksızın reçetesiz ağrı kesici, antiromatizmal ilaçlar, antibiyotikler, bitkisel ürünlerle zenginleştirilmiş vitamin preparatlarının kullanımı toksik hepatit tablosu ve bazen karaciğer nakli gerektirebilecek ciddi karaciğer yetersizliği vakaları oluşturabilir. Aktarlarda satılan bitkisel ürünler, sanayide kullanılan bazı kimyasal maddelere maruz kalma karaciğer için ölümle dahi sonuçlanabilen toksik etkiler oluşturabilmektedir.
Obezite: Karaciğerde fazla karbohidrat, protein yağ olarak depolanır. Artan karaciğer yağlanması karaciğerde iltihaplanmaya yol açarak uzun vadede karaciğer rezervini azaltır. Sağlıklı beslenme, yeterli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü tüm vücudumuz için olduğu gibi karaciğer için de çok önemlidir. Düzenli öğünler halinde bir beslenme planı ile yağ, şeker ve karbonhidrat tüketiminin azaltılması, vitamin ve mineral açısından zengin olan sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, katkılı hazır gıdaların en aza indirilmesi gereklidir.  Yoğun alkol tüketimi akut veya kronik karaciğer hastalığı nedenidir.
Hepatit: Hepatit A, Hepatit B ve C virüsleri karaciğere yerleşerek enfeksiyona neden olur. Hepatit A virüsü hasta kişilerden dışkı yolu ile çevreye yayılarak, kirli su ve ellerle ağız yolu ile bulaşır. Korunmada tuvalet ve el temizliği çok önemlidir. Hepatit A iyileşme sağlandığında kronikleşmeyen bir enfeksiyon iken hepatit B ve hepatit C enfeksiyonlarında kronikleşme söz konusu olabilir. Kronik enfeksiyon sessiz ve yakınmasız bir durumdan karaciğer sirozu dediğimiz belirgin karaciğer hasarına kadar ulaşabilir. Bu da çevremizde sağlıklı görünen ama hepatit B veya C virüslerini kanlarında taşıyan ve bulaştırma potansiyeli olan bireyler olabileceği anlamına gelir.

SİROZ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?

Siroz, hasta tarafından geç dönemde teşhis edilen bir hastalıktır. Karında su toplaması, sarılık, ellerdeki kaslarda erime başlar. Hasta bu şekilde siroz olduğunu anlayabilir. Doktor tarafından teşhis çeşitli kan testleriyle konulabilmektedir. Hastanın alkol kullanıp kullanmadığı, viral hepatit geçirip geçirmediği, diyabet öyküsü sorgulanmalıdır.

Bunun yanında fiziki muayene siroz tanısında önemlidir. Sirozda hastalarda karaciğer sertliği, büyümesi, karındaki sıvı birikimi elle teşhis edilebilir. Fiziki muayenede sarılık, ödem, morarma da dikkatleri çeker. Laboratuvar analizleri, ultrason ve diğer görüntüleme yönteme yöntemleri de tanı için kullanılmaktadır. Bu testlerle de siroz teşhisi konulmaktadır. Bazı hastalarda karaciğer biyopsisi de gerekebilir.

SİROZ TEDAVİSİ VAR MI?

Sirozun ilaçla tam bir tedavisi maalesef yoktur. Siroz olan bir kişide karaciğer kalıcı hasar görmüştür ve bu noktada sirozun tek tedavisi yapılabilir ise karaciğer naklidir. Ancak, sirozunun nedenine bağlı olarak, hastalığın ilerlemesini durdurmak için bazı önlemler alınabilir. Sirozun tedavi süreci semptomları ve komplikasyonları yönetmenin ve durumun kötüleşmesini durdurmaya yönelik yaklaşımları içerir.

Karaciğer nakli, vericinin hayatını tehlikeye atmayacak, alıcının da yaşamasına yetecek büyüklükte bir karaciğer parçası alınarak (canlı vericili karaciğer nakli) ya da önceden organ bağışı yapmış veya beyin ölümü gerçekleşmiş kişiden alınan karaciğer (kadaverik nakil) ile yapılmaktadır. Canlı birinden karaciğer nakli yapılacaksa, hem alıcının hem de vericinin sağlığı ön planda tutularak karaciğer nakli ameliyatı öncesinde ayrıntılı tetkikler yapılmaktadır. Nakil için uygun olduğuna karar verildikten sonra ameliyat günü kararlaştırılmaktadır. Canlı verici ve alıcı, ayrı ameliyathanelerde aynı anda ameliyata girer ve bir tarafta hasta karaciğer çıkarılırken, diğer tarafta da sağlıklı karaciğerden bir parça alınarak operasyon gerçekleştirilmektedir. Karaciğer nakli ameliyatı süresi uzundur ve 8-18 saat arası sürebilmektedir.

Bu nedenle deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Karaciğer nakli sonrası hastalar ayrı odalarda yoğun bakıma alınmaktadır. Verici hasta, ameliyat sonrası birkaç günlük tedaviden sonra taburcu edilebilmektedir. Nakil yapılan hasta ise hayati işlevlerini yerine getirene kadar yoğun bakımda tedavi edilmektedir. Organ nakli yapılan tüm hastalara genel tedavi dışında bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar verilmektedir (bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ömür boyu kullanılmalıdır). Hasta yeni yaşam tarzına uyum sağladıktan sonra ise taburcu edilmektedir.

SİROZ HASTALIĞI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

Siroz neye sebep olur?

Siroz durumunda karaciğerin safra ve gerekli kan proteinlerini üretme yeteneği azalmış ve bozulmuştur. Vücutta gerekli protein ve pıhtılaşma maddelerinin eksikliği hücrelerin düzgün çalışamamasına ve kanamaya yatkınlığa neden olur.

Sirozu olan bir kişide idrar nasıl görünür?

Karaciğer hastalığı bulunan siroz olan kişilerde idrar rengi koyu turuncu, kehribar, kola veya kahverengi renkte olabilir. Bunun nedeni karaciğerin billuribini doğru şekilde parçalayamamasından dolayı idararda bilirubin maddesinin birikmesinden kaynaklıdır.

Çocuklar da siroz olabilir mi?

Doğumdan itibaren bazı anomalilere ve bazı kalıtsal hastalıklara bağlı olarak, birkaç aylıktan itibaren karaciğerde siroz gelişebilir. Bunun en sık nedenlerinden biri biliyer atrezi yani doğuştan safra yolları azlığı veya yokluğudur.

En sık siroz nedeni nedir?

Siroza neden olan olaylar çok çeşitlidir. En sık nedenler arasında hepatit B ve C ye bağlı kronik karaciğer hastalıkları, alkol kullanımı ve karaciğer yağlanması sayılabilir.

Enfeksiyon siroz yapar mı?

Hepatit A ve B virüslerinin aşıları vardır; ancak hepatit C için aşı mevcut değildir. Hepatit A’da siroz gelişmesi beklenmez. Özellikle aile bireylerinde hepatit B virüsü bulunan kişilerin test edilerek, bağışık olmayan kişilere hepatit B aşısı yapılması kesinlikle önerilmektedir. Bulaşma kan ve kan ürünleri ile temas veya cinsel yolla olur. Tek kullanımlık tıbbi malzemeler ve tıbbi cihazların gerekli şekilde dezenfeksiyonları tıbbi yolla hastalık bulaşma riskini önlemektedir. Ev ortamında enfeksiyon taşıyan kişilerle ortak tıraş bıçağı, tırnak makası gibi kanla temas eden aletlerin kullanımı veya pek çok kişiye kullanılan ve yeterli dezenfekte edilmemiş aletlerle yapılan manikür, pedikür ve cilt bakımı gibi işlemler enfeksiyonun yayılmasında etkili olmaya devam etmektedir. Bu hizmetlerin alındığı yerlerin titizlikle seçilmesi daha da iyisi kendi bakım malzemelerini götürerek gerekli işlemlerin yapılması en doğrusudur.

Sirozun daha ileri safhalarında neler olur?

Giderek karaciğerdeki metabolizmanın bozulması ile safra yapımı da etkilenir. Tabloya sarılık eklenir. Kanda biriken maddelere bağlı (özellikle proteinli maddeler) beyin etkilenir. Uykuya eğilim, unutkanlık, konsantrasyon bozuklukları gelişir. Bu hastalar, et süt gibi proteinden zengin maddeleri kısıtlanmaz ise şuur kaybına kadar giden ağır koma tabloları gelişebilir. Kanın karaciğerden rahat geçememesi sonucu, buraya kan getiren damarlarda basınç artar (portal hipertansiyon). Dolayısıyla dalakta da basınç artar ve dalak büyür (splenomegali). Büyüyen dalak kanın şekilli elemanlarını fazlaca parçalar. Bunun sonucu: alyuvarların fazla yıkımı ile kansızlık (anemi), akyuvarların (lökosit) fazla yıkımı ile lökopeni, trombositlerin (pıhtılaşmada rol oynayan hücreler) fazla yıkımı ile trombopeni gelişir. Buna bağlı kanama bozuklukları ortaya çıkar. Kan, kalbe dönüp tekrar dolaşıma katılmak üzere yeni yollar bulur. Bunlardan, klinik olarak en önemli olanı, yemek borusu (özofagus) iç duvarında yer alan kılcal damarlardır. Bu damarlar, basınç altında aşırı genişler, şişer ve baloncuklar oluşturur. Biz buna varis oluşumu diyoruz. Özofagus varislerinin çeşitli sebeplerle yırtılması ciddi, ölümcül olabilecek sindirim sistemi içine (yemek borusu ve mide) kanamalara neden olabilmektedir. Sirozlu hastalarda artan diğer bir risk ise karaciğerde kanser gelişimidir. Tek başına sirozun kanser yapıcı etkisi olduğu gibi, siroza neden olan hastalıkların direkt etkisi ile de karaciğerde kanser gelişebilir.

Siroz önlenebilir mi?

Siroza giden süreçte hastalık siroza dönüşmemiş ise engellenebilir veya gidiş yavaşlatılabilir. Karaciğerde oluşan yapısal değişiklikler siroz oluştuktan sonra geri çevirmek pek mümkün değildir. Ancak, çeşitli tedaviler ile sirozun ilerlemesini durdurmak veya geciktirmek mümkün olabilir. Esas olan siroz ile sonuçlanabilecek olayların (alkol kullanımı, hepatitler, kalıtsal bazı hastalıklar, obezite gibi) erken dönemde ortaya konulması ve bunlar ile mücadele edilmesidir. Örneğin, sirozun nedeni aşırı alkol kullanımı ise, alkolün kesilmesi ile olayın ilerlemesi durabilir. Hepatitlere karşı ilaçlar ile mücadele edilebilir.

Bacaklardaki şişme (ödem) ve karındaki sıvı (assit) azaltılabilir mi?

Bacaklardaki şişlik (ödem), karında sıvı toplanması (assit) ile doktorunuzun vereceği özel diyet ve bazı idrar söktürücü ilaçlar (diüretik) yardımıyla tedavi edilebilir. Ancak bu ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bunlara bağlı gelişebilecek bazı elektrolit dengesizlikleri hastalığın ağırlaşmasına neden olabilir. Yine karaciğerin fonksiyon kaybından dolayı kanda biriken maddelere bağlı gelişen şuur değişiklikleri için özel diyetler ve bağırsakları temizleyecek bazı ilaçların kullanılması gerekir.

Sindirim sisteminde olan kanamaların (varis kanaması) tedavisi var mı?

Ciddi sindirim sistemi kanamaları (varis kanamaları) ağızdan yutturulan bir özel tüp ile (endoskop ile varis bant tedavileri) uygulanabilecek özel teknikler ile durdurulabilir. Bu varislere özel ilaçlar enjekte edilerek kurutulabilir (skleroterapi) veya üzerlerine lastik bantlar yerleştirilerek (bant ligasyonu) kanaması önlenebilir. Bunlara rağmen durmayan veya tekrarlayan kanamalarda girişimsel şant yöntemleri veya cerrahi müdahale gerekebilir. Özelliği olan bu ameliyatların mutlaka bu konularda deneyimli bir cerrah tarafından yapılması gerekir. Cerrahinin amacı, siroz nedeni ile karaciğerden kanın akamaması sonucu bu damarlarda yükselen basıncı açılacak yeni damar yolları ile (şant) düşürmektir. Böylece kanamalar durur veya tekrarı önlenmiş olur.

Siroz hastası nasıl beslenmeli?

Karaciğer hastasının günlük enerjisinin yarısı karbonhidrat olarak adlandırılan basit ve bileşik şekerlerden, üçte biri yağlardan ve geri kalanı proteinlerden gelecek şeklide hesaplanmalıdır. Karında su toplanması, yaygın şişlikler ve kanda tuz miktarının azalması durumlarında su ve tuz kısıtlaması uygulanmalıdır. Bu hastaların düzenli idrar söktürücü kullanmaları ve poliklinik kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Tuz tüketiminde 1-2 gram aşılmamalıdır. 

Karaciğer sirozu bitkisel tedavi ile çözülebilir bir sorun mu?

Sirozun bitkisel bir tedavi yöntemi yoktur. Sirozun tek kalıcı tedavisi yapılabiliyor ise karaciğer naklidir. İlaç tedavileri hastalığın ilerlemesini önlemek ve oluşabilecek komplikasyonları tedavi etmek için kullanılır.

Alkol hemen siroz yapar mı?

Alkole bağlı siroz yıllar içinde görülür. Siroz hastalığı için karaciğer hücrelerinin kalıcı hasarı gerekir. “Yağlı karaciğer” alkolik karaciğer hastalığında görülen en erken evredir. Eğer hasta bu evrede alkol almayı bırakırsa, karaciğer kendisini iyileştirir. Epidemiyolojik bir çalışmaya göre toplumda alkol kullanımında nüfus başına her 1 litre artış, alkol cinsine bağlı olmaksızın siroz sıklığını erkeklerde % 14, kadınlarda % 8 artırabilmektedir.

Tüm alkolikler de alkolik hepatit ve sonuçta siroz olur mu?

Hayır. Bazı alkolikler alkolizm tablosunun çoğu fiziksel ve psikolojik bulgularını gösterip ciddi etkilenseler de, ilerleyici düzeyde karaciğer hasarı oluşmayabilir. Alkoliklerin % 10-25’inde zaman içinde alkolik siroz gelişir.

Alkolik hepatit her zaman siroz yapar mı?

Hayır. Genelde alkolik hepatitin karaciğer hasarı yaparak siroz oluşturması yıllar alır. Eğer alkolik hepatit erkenden tanınır ve tedavi edilir ise, siroza gidiş önlenir.

Siroz alkolik hepatitten farklı mıdır?

Evet. Hepatit, karaciğer dokusunun iltihabıdır. Sirozda, normal karaciğer hücrelerin kalıcı hasara uğraması sonucu yerlerini skar dokusu alır. Bu durum karaciğerin işlevlerini bozarak siroza neden olur.  

Neler siroz yapar?

Sirozun birçok nedeni vardır. Uzun süre alkol alımı bunlardan birisidir. Kronik hepatitler ve karaciğer yağlanması diğer önemli sebeplerdir. Çocuklarda en sık görülen nedenler safra kanallarının hasarı ile oluşan biliyer atrezi ve neonatal hepatittir. Bu hastalıkları olan çocuklarda genelde karaciğer nakli yapılırDemir ve bakır metabolizması ile ilgili kalıtımsal bozuklular ve uzun süre toksinlere maruz kalma ile de siroz oluşabilir.

Dekompanse karaciğer sirozu nedir?

Dekompanse siroz, karında su toplanması, bilinç kaybı, belirgin ödem ve sarılık gibi gözle görülür karaciğerin ileri yetersizlik belirtilerinin oluşması anlamına gelir.  bu durum dekompanse siroz olarak adlandırılmaktadır.

Kompanse karaciğer sirozu nedir?

Dekompanse sirozun aksine, kompanse siroz evresinde siroz durumunuz vardır ancak henüz belirgin semptomlarınız (asemptomatik) aşikar olarak ortaya çıkmamıştır ve karaciğer araya zorlayıcı bir durum girmedikçe kendini idare edebilir durumdadır.

Karaciğer sirozu yaşam süresi nedir?

Hastadan hastaya değişiklik göstermekle birlikte, karaciğer sirozu dünyadaki ölüm nedenleri arasında 10. sırada olduğu bilinmektedir. Dekompanse siroz evresi sonrası mortalite sıklığı artmaktadır.

Siroz hastaları nelere dikkat etmelidir?

Bu konuda gastroenteroloji ve hepatoloji doktorları hastalara yardımcı olacaktır. Erken siroz evresinde her 1-3 ayda bir; ileri evredeki sirozda ise her 1-4 haftada bir değerlendirme yapılmalıdır. Düzenli olarak karaciğer fonksiyonları takip edilmelidir. Hastalığın derecesine, şiddetine, belirtilerine göre de takip süreleri doktor tarafından belirlenmektedir. Doktorun tüm önerilerine harfiyen uymak çok önemlidir. Sağlıklı beslenmek, aşırı fiziksel aktivitelerden kaçınmak da gerekir. Doktorun önerdiği şekilde egzersiz yapılmalıdır. Bunun yanında bir siroz hastası doktora danışmadan rastgele herhangi bir ilaç ya da bitkisel kür kullanmamalıdır.

Siroz ölümcül bir hastalık mıdır?

Siroz teşhisi konması kişinin ölümcül durumda olması demek değildir. Fakat siroz ilerledikçe daha fazla daha fazla skar oluşması karaciğer fonksiyonunun düşmesine neden olur. Bunun sonucu olarak, düzgün çalışamayan karaciğer hayatı tehdit eden bir duruma dönüşebilir. Kompanse sirozu olan hastalarda belirgin şikayet yoktur ve genel olarak ortalama hayatta kalma süreleri 9-12 yıldır, dekompanse'de ise genel olarak ortalama hayatta kalma 2 yıldır.
Karaciğer, yaklaşık 1, 5-2 kg ağırlığında önemli görevleri olan bir organdır. Ve vücutta kendi kendini yenileme özelliğini elinde bulunduran tek organ olarak varlığını sürdürmektedir. Kandaki toksinleri temizlemek, yiyecekleri sindirmeye yardımcı olan safra asitleri üretilmesi, şeker ve besinlerin depo edilmesi, kanın pıhtılaşmasının sağlanması ve enfeksiyonlarla mücadele konusunda sorumlu organ karaciğerdir. Bu yüzden karaciğerde oluşabilecek problemler büyük sonuçlar doğurabilmektedir.
Genellikle kronik enfeksiyon, alkol bağımlılığı gibi durumlarda karaciğerde kronik, geri dönülemez bir hasar oluşabileceğinden erken teşhis ile ortaya çıkabilecek potansiyel sorunları kontrol altına alabilecek tedaviler ve önlemler gereklidir. 

Siroz Nedir?

Siroz, hepatit ve kronik alkolizm gibi birçok karaciğer hastalığının sebebiyet verdiği karaciğerde ileri derecede hasar oluşumuna denir. Karaciğerde aşırı alkol tüketimi gibi nedenlerle yara dokusu oluşabilir. 
Siroz daha ileri aşamalara geçtikçe, daha fazla skar dokusu oluşur ve bu da karaciğerin çalışmasını zorlaştırır buna dekompanse siroz denir. Kanın dokuya ulaşamaması sebebiyle yeni damar yolları oluşur ve bu da karaciğeri daha olumsuz etkileyerek yaşamı tehdit eder. Sirozun neden olduğu karaciğer hasarı genellikle geri alınamaz. Ancak karaciğer sirozu erken teşhis edilirse hasarın kademesi sınırlandırılabilir.

Nedenleri

Siroz Olasılığını Artıran Etmenler Nelerdir?

Siroz bir gecede oluşmaz ve ortaya çıkmaz. Karaciğere uzun süreli verilen zararların neticesinde siroz hastalığı gün yüzüne çıkabilmektedir. 

Sirozu tetikleyecek etkenler:

Aşırı alkol tüketme
Obezite
Uzun süreli devam eden hepatit B ya da hepatit C enfeksiyonu
Kistik fibrozis
Vücudunuzun şeker işlemesini zorlaştıran rahatsızlıkların varlığı
Vücudunuzda çok fazla demir olması
Wilson hastalığı
Karaciğerde biriken yağ
Safra kanallarının sertleşmesi ve yaralanması
Vücudun karaciğer hücrelerine saldırmasına sebep olan otoimmün hastalıklar
Safra kanalının tıkanması
Bazı genetik sindirim bozuklukları
Frengi ve bruselloz dahil olmak üzere bazı enfeksiyonlar
Bazı ilaçlara gösterilen reaksiyonlar

Sirozun Komplikasyonları Nelerdir?

Karaciğeri Besleyen Damarlardaki Yüksek Tansiyon (Portal Hipertansiyon)

Siroz karaciğerdeki normal kan akışını yavaşlatır ve böylece bağırsaklardan ve dalaktan karaciğere kan getiren damardaki basıncı artırır.

Bacaklarda ve Karın Bölgesinde Şişlik

Portal damardaki artan basınç, bacakta ve karında sıvı birikmesine neden olabilir.

Dalağın Büyümesi

Portal hipertansiyon, dalakta şişliklere, şişmeye, beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin sıkışmasına sebep olabilir. Kandaki az miktarda bulunan beyaz kan hücreleri ve trombosit miktarı sirozun ilk belirtisi olabilir.

Kanama

Portal hipertansiyon, kanın daha küçük damarlara yönlendirilmesine ve bu da ekstra basınçla gerilen küçük damarlar patlayarak ciddi kanamalar doğurabilir.

Enfeksiyonlar

Siroz, vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmakta zorluk çekebilir.

Yetersiz Beslenme

Siroz, vücudunuzun besinleri işlemesini zorlaştırarak halsizlik ve kilo kaybına sebebiyet verebilir.

Beyinde Toksik Oluşumu (Hepatik Ensefalopati)

Sirozdan hasar alan karaciğer, toksinleri temizleyemez hale gelebilir. Bu toksinlerin beyinde birikmesi zihin karışıklığına, konsantrasyon güçlüğüne sebebiyet verebilir.

Sarılık

Sarılık cildin ve göz beyazlarının sararması, idrarın koyulaşması belirtileriyle kendini gösterir.

Kemik Hastalığı

Sirozu olan kişiler, kemik güçlerini kaybedebilir ve daha büyük bir risk altındadır.

Karaciğer Kanseri Riskinde Artış

Karaciğer kanseri geçmişi olan insanların büyük bir kısmında önceden var olan siroz mevcuttur.

Akut-Kronik Siroz

Çoklu organ yetmezliği, sirozu olan kişilerde belirgin bir komplikasyondur.

Belirtiler

Siroz Belirtileri Nelerdir? 

Hasar yaygınlaşana kadar herhangi bir belirti baş göstermeyebilir fakat zamanın etkisiyle ve karaciğerde meydana gelen hasar büyüdükçe bazı belirtiler ortaya çıkabilir:

Yorgunluk ve halsizlik
İştahsızlık ve kilo kaybı
Mide bulantısı
Vücudunuzda meydana gelen kolay kanama ve morarma hali
Bacaklarda ve karında ortaya çıkan şişkinlik
Sarılık(cildinizin ve gözlerinizin sararmasıyla)
Yoğun kaşıntı
Ciltte örümcek ağını andıran kan damarları
Avuç içlerinde meydana gelen kızarıklık veya tırnaklarda beyazlaşma mevcudiyeti
Konsantrasyon ve hafıza problemleri
Kadınlarda adet sorunlarının varlığı
Erkeklerde cinsel dürtülerin kaybolması, göğüslerin büyümesi, testislerin küçülmesi 
Kan kusma
Karında su birikimi
Meydana gelen şiddetli kas krampları
Kahverengimsi renkte idrar
Ateş
Büyümüş dalak
Kemik hastalığı, kemiklerin daha kolay kırılmasına sebebiyet verir.

Sirozun Tanı Yöntemleri

Sirozun semptomları, hastalığın başında hissedilemeyebilir. Bazen rutin bir kontrol yaptırana kadar kişi siroz hastası olduğunu öğrenemeyebilir. 
Doktor, ilk olarak alkol tüketimi ve tıbbi geçmiş hakkında sorular soracaktır. Ayrıca karaciğerin durumu hakkında bilgi edinmek için sizi inceleyecektir. Sirozun tespiti genellikle rutin bir kan testi ya da muayene aracılığıyla sağlanır. Doğrulama adına laboratuvar ve görüntüleme testleri talep edilebilir.

Testler: Doktorunuz sirozdan şüphelendiği takdirde kan testi yapılmasını isteyecektir. Ayrıca karaciğerinizin doğru çalışıp çalışmadığına dair işaretleri değerlendirecektir.
Bu işaretler:

Karaciğer enzim seviyeleri
Kandaki düşük protein seviyeleri
Anormal kan sayımı
Bir virüs enfeksiyonu
Otoimmün karaciğer hastalığı varlığında ortaya çıkan antikorlar

Görüntüleme Testleri: Doktorunuz ayrıca MRI veya ultrason gibi görüntüleme testlerine de başvurulabilir.
Biyopsi: Karaciğerde ne kadar hasar kaldığını öğrenmek amacıyla karaciğer dokunuzun bir örneğinin alınmasına dayanan biyopsiye başvurulabilir.
Hekiminiz yapılan testler sonucunda size sirozun hangi aşamasında olduğunuzu söyleyebilir. Eğer sirozu telafi ettiğinizi söylüyorsa bu karaciğerinizde yara izi olduğu manasına gelir, ancak yine de önemli görevlerini yerine getirebilir. Bu noktada herhangi bir semptom fark etmeyebilirsiniz. 

Eğer doktor dekompense siroz olduğunu söylerse, karaciğerde meydana gelen yaralanma kötüdür ve düzgün bir şekilde işlevlerini yerine getiremiyor demektir. Bu da çok fazla semptomun ortaya çıkabileceği manasına gelmektedir.

Siroz Tedavi Yöntemleri

Tedavi planı karaciğerin ne kadar yaralandığına bağlı olarak şekillenir. Tedavideki öncelikli amaç, daha fazla hasarı önlemek için siroza neden olan durumu ortadan kaldırmaktır. Bu da demektir ki:

Hemen alkol tüketmeyi kesin. Hatta doktorunuz alkol bağımlılığı için bir tedavi programı önerebilir.
Sirozunuz karaciğerinizdeki yağ birikiminden kaynaklanıyorsa kilo vermelisiniz.
Hepatit B ya da Hepatit C mevcutsa ilaç almanız gereklidir.
Kaşıntı, ağrı, yorgunluk gibi belirtilerin hafiflemesi adına da ilaç alınabilir.
Hekiminiz ayrıca, sirozdan kaynaklı ortaya çıkabilecek komplikasyonları tedavi etmek isteyecektir. 

Aşağıdaki gibi tavsiyeler gündemde olacaktır:

Düşük Sodyumlu Diyet

Şişmeyi kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir. Bu sıkıntıdan muzdarip kişilere, doktorlar da ilaç almayı tavsiye edebilir. Vücudunuz çok fazla sıvı tutuyorsa, onu boşaltmanız gereklidir.

Kan Basıncı İlaçları

Vücudunuzda şişmiş ya da patlamış kan damarlarının neden olduğu kanamayı kan basıncı ilaçları azaltabilir. Ciddi bir şekilde genişlemiş damarlar varsa ameliyat olmak gerekebilir.

Antibiyotikler ve Aşılar

Diğer enfeksiyonların ortaya çıkmasını önleyebilir ve tedavi edebilirler.

Hekiminiz, toksin birikimini indirgemek adına ilaçlar tavsiye edebilir. Karaciğerde iltihap oluşumları mevcutsa steroid kullanımı yardımcı olabilir.

Doktor, sirozun bir komplikasyonu olan karaciğer kanserine yakalanıp yakalanmadığınızı takip ve erken teşhis amacıyla düzenli testler yapılmasını tavsiye edebilir.

Genellikle sirozun karaciğere verdiği tahribat geri alınamaz, fakat üçte ikisi tahrip edilmiş ya da alınmış olan kişiler bile normal hayatlarına geri dönebilir. Siroz hastalığına uzun süreli hepatit neden oluyorsa, hasar tespiti erken yapılıp, enfeksiyon tedavi edilmelidir. Erken teşhis ve tedavi daha büyük sorunlar yaşanmasının önüne geçilebilir. Sirozu erken evrede teşhis edilen çoğu insan, sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilir.

Hastada obezite ya da şeker hastalığı mevcutsa kan şekeri kontrol altında tutulmalı ve kilo vermelidir, yağlı karaciğer hastalığının sebebiyet verdiği hasarı azaltabilir. Eğer hasar alkol bağımlılığından kaynaklanıyorsa, içmeyi hemen bıraktığınız takdirde sirozu daha sağlıklı yönetebilirsiniz.

Karaciğer Nakli Ameliyatı

Sirozun derecesi ciddi olduğu takdirde, karaciğer nakli ihtiyacı doğabilir. Bu durumda organ donöründen yeni bir karaciğer alabilmek için bekleme listesine girmeniz gerekecek. Ya da yakınlarınızdan uygun bir kişiden karaciğerinin bir kısmını alınarak nakil işlemi yapılabilir.

Sizi Arayalım
Doç. Dr. Resul Kahraman
Tedaviler Hakkında Bilgi Alın
Doç. Dr. Resul Kahraman
Yaklaşık 1 saat içerisinde cevap verebilir.
Doç. Dr. Resul Kahraman
Merhaba, Size nasıl yardımcı olabilirim?
07:55
Çerez Politikası Resul kahraman olarak internet sitemizde çerez kullanmaktayız. Bu Çerez Politikası ("Politika") Resul kahraman tarafından yönetilen https://resulkahraman.com adresli internet sitesi için geçerli olup çerezler işbu Politika'da belirtilen şekilde kullanılacaktır.

Kabul Ediyorum